12 Nisan 2012 Perşembe
Tarım Arazilerinin Korunması ve Etkin Kullanımı
10 Nisan 2012 Salı
2 Nisan 2012 Pazartesi
EKO IQ’nun 16. sayısı çıktı!
“Sürdürülebilirlik Artık Kesinlikle Bir Rekabet Unsuru”
CSR Consulting Turkey’nin kurucu ortakları Özlem Çevik Koper ve Bahar Keskin uyarıyor: Sürdürülebilirlik artık bir rekabet unsuru.
· Türkiye’nin Ekolojik Bilançosu: Borcumuz Var!
Küresel Ayak İzi Ağı işbirliği, MAVA Vakfı ve Garanti Bankası’nın da katkılarıyla Ekolojik Ayakizi, Türkiye için ilk kez hesaplandı. Sonuç: Evet, ekolojik limiti aşıyoruz.
· “Dikkat, Odada Fil Var!”
Mart ayında ülkemize gelen Greenpeace Genel Direktörü Kumi Naidoo, EKOIQ’ya konuştu. Naidoo, “Greenpeace olarak, eğriye eğri, doğruya doğru deriz” diyor.
· Yeşili Biliyoruz Ama Almıyoruz (Şimdilik)
Türkiye’nin ilk yeşil tüketim araştırması Sürdürülebilirlik Akademisi, GFK Türkiye ve Schneider Electric işbirliğiyle hazırlandı. Raporda çıkan sonuçlarına göre tüketicilerin yüzde 86’sı genel geçer bir yeşil ürün tanımı yapabiliyor ama katılımcıların sadece yüzde 19’u düzenli olarak yeşil ürün kullanıyor. Araştırmanın detayları EKOIQ’da...
· Sevilen kitap eleştirmenlerinden Heyzen Ateş de bundan böyle her ay EKOIQ’da: Edebiyat’ta Son’un Başlangıcı; Le Guin, Lawrence ve Atwood…
Büyük kitap zincirlerinde, gazete ve dergi bayilerinde satışa sunulan EKOIQ, ayrıca internette, www.idefix.com , www.kitapyurdu.com ve www.hepsiburada.com adreslerinden de temin edilebiliyor.
26 Mart 2012 Pazartesi
Dünya Saati 2012
21 Mart 2012 Çarşamba
Türkiye'de "Olmayan" Çevre Bilinci
Çeşitli hukuksal belgelerde ortaya çıkan çevreye ilişkin düzenlemeler, zaman içinde gelişmiş, gelişmiş Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede çevreyle ilgili iç hukuktaki hukuksal düzenlemelerin çerçeve nitelikli hukuksal bir Çevre Yasası’nda birleştirilmesi çabalarına dönüşmüştür. Bununla birlikte, birçok ülke Anayasasına da çevrenin korunması ve geliştirilmesine yönelik, hatta sağlıklı ve dengeli çevrede yaşama hakkını içeren, bu konuda devlet kurumlarına ve bireylere ödev ve sorumluluklar yükleyen çeşitli düzenlemeler eklenmiştir. Bunların bir örneği, Türkiye Anayasası'nın 56. m
yana birçok kez değişikliğine uğrayan Çevre Yasası, ilk zamanlar ekonomik kalkınmanın vazgeçilmezliği ilkesini kabul etmişken, son değişiklikler ile sürdürülebilir çevre düşüncesi ve “sürdürülebilir kalkınma” anlayışı, kanunun önemli ilkelerinden birisi olmuştur.Türkiye’de çevre bilinçlenmesinin gelişimi, özellikle çevre değerlerinin korunması amacıyla çıkarılan hukuksal düzenlemelerle sınırlı kalmış görünüyor. Çevreyi hukuksuz korumak elbette mümkün değil, ancak sadece hukuksal düzenlemeler ile çevrenin korunduğu bir ülke örneği de yok.addesindeki görülmektedir. Anayasanın 56. maddesine göre, “çevre hakkı”na ilişkin düzenlemeye göre: “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek, devletin ve vatandaşların ödevidir...” Bu hüküm, elbette, çevreyi korumak açısından devlete ve vatandaşlara bir hukuksal ödev ya da sorumluluk yüklemektedir. Çevre konusundaki düzenlemelerin çerçeve bir yasada birleştirilmesi konusunda da Türkiye’de 1983 yılında bir adım atılmıştır. 1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Yasası, 2006 tarihli ve 5491 sayılı Yasa ile önemli değişikliğe uğramıştır. Yeni Yasa’nın amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri
13 Mart 2012 Salı
Almanya'da Yeşil Çember
9 Mart 2012 Cuma
Termik santrale karşı çıkanlar yargılanıyor
29 Şubat 2012 Çarşamba
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler doğa tahribatına farklı bakıyor
22 Şubat 2012 Çarşamba
Sosyal Sorumluluk Toplulukları Bahçeşehir Üniversitesi'nde
İlki 2-3-4 Aralık 2011’de Pamukkale Üniversitesi’n de yapılan Sosyal Sorumluluk Toplulukları Zirvesi’nin (STZ) ikincisi 2-3-4 Mart 2012 tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Kulübü’nün ev sahipliğinde düzenlenecek organizasyonda farklı illerden, 16 ayrı üniversiteden 19 öğrenci kulübü katılacak. Aralarında Çevre Kulüpleri, Arama Kurtarma, Sosyal Sorumluluk gibi pek çok çeşitli öğrenci kulübü bulunuyor. Pamukkale Üniversitesi Yeni Ufuklar Kulübü’nün ev sahipliğinde düzenlenen zirvenin ilkinde Ulusal Sosyal Sorumluluk Kulüpleri Birliği’nin(USKB) kurulması kararı alınmıştı. Zirvenin ikincisinde ise bu kulüplerin ortak çalışmasıyla ulusal sosyal sorumluluk projesi belirlenecek ve en kısa zamanda hayata geçirilecek.
ETKİNLİĞE KATILACAK OLAN KULÜPLERİN TAM LİSTESİ :
Akdeniz Üniversitesi Bilinçli Gençler Topluluğu
Anadolu Üniversitesi Doğa ve Çevre Kulübü
Dumlupınar Üniversitesi Arama ve Kurtarma Kulübü
İstanbul Teknik Üniversitesi Gönülülük Kulübü
Koç Üniversitesi Ku Gönüllüleri
Marmara Üniversitesi Güneşin Çocuklarına Yardım Kulübü
Pamukkale Üniversitesi Yeni Ufuklar Kulübü
Sakarya Üniversitesi Toplum Gönülleri Kulübü
Yalova Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü
Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü
Işık Üniversitesi Çevre Kulübü
Işık Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü
ONSekiz Mart Üniversitesi Özel Eğitim Topluluğu
Sakarya Üniversitesi Çevre Kulübü
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Kulübü
Osmangazi Üniversitesi Toplum Gönüllüleri Kulübü
Anadolu Üniversitesi Gönüllü Toplumsal Hizmetler Kulübü
Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Kulübü
Bahçeşehir Üniversitesi SOLUK KAFE
21 Şubat 2012 Salı
Güvenlik, adalet ve doğal kaynakların korunması
Bertrand Russell, 1948 yılında BBC'nin Reith Konferansları'nda yaptığı “Otorite ve Birey” başlıklı konuşmasının bir bölümümde hükümetin üç temel amacı olması gerektiğini söyler: Güvenlik, adalet, doğal kaynakların korunması:
The primary aims of government, I suggest, should be three:security, justice and conservation.[...] Conservation, like security and justice, demands action by the State. I mean by “conservation” not only the preservation of ancien monuments and beauty-spots, the upkeep of roads and public utilites, and so on. These things are done at present, except in time of war. What I have chiefly in mind is the preservation of the world’s natural resources. This is a matter of enormous importance, to which little atention has been paid. During the past hundred and fifty years mankind has used up the raw materials of industry and the soil upon which agriculture depends, and this wasteful expenditure of natural capital has proceeded with ever-increasing velocity. In relation to industry, the most striking example is oil. The amount of accesible oil in the world is unknown, but certainly not unlimited; already the need for it has reached the point at which there is a risk of its contributing to bringing about a third world war. When oil is no longer available in large quantities, a great deal will have to be changed in our way of life. If we try to substitute atomic energy, that will only result in exhaustion of the available supplies of uranium and thorium. Industry as it exists at present depends essentially upon the expenditure of natural capital, and cannot long continue in its present prodigal fashion. (S: 59-64)
Authority and Individual
Bertrand Russell
Routledge
1949