Elinizdeki kitap bu mucizeyi anlatıyor.
Rüzgarın Hikayesi
Metin Atamer
Yeni İnsan Yayınevi
ISBN: :978-605-5589-522-8
BARCOD: : 97860555895228
SAYFA SAYISI: 176
EBAT: 13,5X21
FİYAT: 10 TL
Elinizdeki kitap bu mucizeyi anlatıyor.
Rüzgarın Hikayesi
Metin Atamer
Yeni İnsan Yayınevi
ISBN: :978-605-5589-522-8
BARCOD: : 97860555895228
SAYFA SAYISI: 176
EBAT: 13,5X21
FİYAT: 10 TL
Yurttaş gazeteciliği yapan, katılımcı, demokratik, etik değerlere sahip, yerelin sesini duyan ve duyuran, söylenmesinden korkulanı söyleyebilen bir medyanın varlığı Türkiye’nin içinde bulunduğu çıkmaz ve krizlerden kurtulması için şart. Özgür bir topluma giden yol,özgür medyadan geçiyor.
Devamı için tıklayınız.
Al Gore’un 24 Saatlik Realite Kampanyası Yerel Ortağı TEMA, Ülkemizde Çölleşme Tehdidine Dikkat Çekti!
ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Nobel ödüllü Al Gore tarafından kurulan “Climate Reality Project” dünyanın dikkatini iklim krizine çekmek amacıyla “Bir günde ne değişir? Herşey!” sloganıyla 24 Saat Realite Kampanyası’nı başlattı. Ülkemiz adına kampanyanın yerel ortaklığını üstlenen TEMA Vakfı, 15 Eylül’de İstanbul’da gerçekleşen etkinlikte erozyon ve çölleşme tehlikesine dikkat çekti.
Al Gore tarafından başlatılan 24 Saat Realite Kampanyası, dünyayı iklim değişikliği gerçekliği ile yüz yüze getirme amacını taşıyor. Kampanyanın açılış etkinlikleri 14-15 Eylül günlerinde 24 ülkenin kendi yerel saatleri ile 19:00’da başlatacağı 24 saat sürecek bir dizi küresel etkinlikle başladı. 24 Saat Realite Etkinliğinin Türkiye ayağı, 15 Eylül 2011 tarihinde saat 19:00’da İstanbul’da Kabataş Erkek Lisesi Eğitim Vakfı Hamdi Saner Salonu’nda yapıldı. Etkinliğe TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanları A. Nihat Gökyiğit ile Hayrettin Karaca, TEMA Vakfı Mütevelliler Heyeti Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş ve TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Ataç katıldı.
Saat farkı sayesinde 24 saat boyunca kesintisiz devam eden “24 Saat Realite” kampanyası Meksika’dan Türkiye’ye, ABD’den Endonezya’ya kadar geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Dünyanın farklı bölgelerinde ard arda gerçekleşen etkinlikler, www.climaterealityproject.org adresinden canlı olarak yayınlandı.
Etkinliğin yerel ortağı TEMA Vakfı, panelde ülkemizde erozyon, çölleşme ve iklim değişikliğinin yarattığı tehditlere işaret etti. Buna göre; Türkiye, yılda 743 milyon ton toprağını erozyonla kaybediyor. Topraklarımızın dörtte üçü şiddetli ve çok şiddetli erozyon tehdidi altında. Tarım alanlarımızın % 59’unda, meralarımızın % 64’ünde ve orman varlığımızın % 54’ünde erozyon yaşanıyor.
Doğanın kendine yenilemesine izin vermeyecek şekilde insan tarafından sömürülmesi ve büyük çoğunluğu insan kaynaklı iklim değişikliği toprağımızı, suyumuzu, ormanımızı, biyolojik çeşitliliğimizi, yani hayatta kalmak istiyorsak korumamız gereken tüm doğal varlıklarımızın yok oluşunu hızlandırıyor. Ülkemizde son 50 yılda ancak 4 milyon hektar alan erozyon ve çölleşmeden kurtarılabildi. Bu hızla devam edilirse, erozyon ve çölleşme tehdidi altındaki toplam 57,6 milyon hektar arazi varlığımızı kurtarmak için yaklaşık 700 yıla ihtiyaç var.
Ülkemiz ve içinde bulunduğu coğrafya için durum çok ciddi ve acil. Bu nedenle TEMA Vakfı iklim değişikliği ile mücadele için herkese fidan dikme çağrısı yaptı. TEMA Vakfı aracılığı ile fidanlarınıı toprakla buluşturmak isteyenler en kolay www.tema.org.tr sitesinden fidan bağışı yapabilirler.
Gelişmekte olan ülkelerin sera gazı salımları 1990’dan bu yana, yüksek büyüme oranları, artan nüfus ve enerji ihtiyacı ile doğru orantılı olarak artıyor. Gelişmiş ülkelerin sera gazı salımları ise 1990’dan bu yana azalıyor fakat 1850’lerden günümüze toplam sera gazı salımlarının büyük bölümünden sorumulular. İklim müzakerelerinden salım azaltımlarında bağlayıcı bir karar çıkması gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin mutabakatına bağlı. 2009 yılı toplam sera gazı salımları 1990 yılına göre %98 artış gösteren Türkiye bugüne kadar hiçbir sera gazı salım taahhüdünde bulunmadı. Uluslararası iklim müzakerelerinde bağlayıcı kararlar çıkmadığı sürece Türkiye özel koşullarını bahane ederek iklim değişikliğine karşı ulusal ve uluslararası planda etkin bir mücadele vermekten kaçınmaya devam ediyor.
Türkiye 2009 yılı sera gazı envanterini Nisan 2011’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sekreterya’sına iletti. TÜİK tarafından da açıklanan envantere göre, 2009 yılında Türkiye’nin toplam sera gazı salımı CO2 eşdeğeri olarak 369,6 milyon ton olarak tahmin ediliyor. Türkiye’nin sera gazı salımları 80’li yılların ortalarından itibaren hızla atmaya başlamış ve ekonomik krizlerin hissedildiği 1988,1994,1999,2001 ve 2008 yılları dışında devamlı artmış. CO2 eşdeğeri olarak 2009 yılı toplam sera gazı salımı 1990 yılına göre %98 artış gösteriyor.
Barış Gençer Baykan
Betam Araştırma notunun tamamına ulaşmak için tıklayınız
İklim Değişikliği ve İnsan Yapımı AÇLIK!
Kıtlığın pençesindeki Afrika’da her gün çocuklar ölüyor. Peki, bu insanlık ayıbı kimin ürünü?
Dr. Nesrin Özalp’in Güneş Reaktörü Küresel Isınmaya Çare Olabilir mi? Dr. Nesrin Özalp doğalgaz çevrimi yapan güneş reaktörüyle hem sıfır karbon emisyonlu hidrojen yakıtı elde etmeyi hem de tuttuğu karbonu endüstriyel ürüne dönüştürmeyi başardı.
Gezegenin Kaderi Kentlerde Belirlenecek!BZD Yayıncılık Kurucusu Zülfü Dicleli, “Kentleşme tek bir merkezden yönetilecek değil, onlarca merkezden etkilemeye çalışılabilecek bir süreçtir” diyor.
Organik Tarım Gezegenimizi Doyuramaz mı?
Imagine Demain le Monde’nin 85. sayısında Pablo Servigne imzasıyla yayımlanan yazıya göre, konvansiyonel tarımla organik tarımı karşılaştırmak imkansız.
Ya Yeşil İş Ya Yeşil İş
Bu yıl 6-7 Ekim’de üçüncüsü düzenlenecek olan Yeşil İş Konferansı’nın mimarları Sevinç Onay ve Semra Sevinç, çözüm ortağı sayısının 70’e ulaşmasının kendilerine güç verdiğini belirtiyorlar.
“Hayalim, Yeni Bir Organik Tarım Politikası”
Toprak Ana organizasyonunun kurucularından Cem Birder, organik tarıma geçişte küçük üreticilerin desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
Büyük kitap zincirlerinde ve kitapçılarda satışa sunulan EKOIQ, ayrıca internette, www.idefix.com , www.kitapyurdu.com ve www.hepsiburada.com adreslerinden de temin edilebiliyor.
Gerze Yaykıl köyünde Anadolu Grubu tarafından kurulması planlanan termik santrale karşı Ağustos ayının başından beri sondaj yapılması öngörülen alanda gece gündüz nöbet bekleyen köylüler, 24 Ağustos’ta sondaj yapmak isteyen termikçi şirket temsilcilerini Gerze’den bir kez daha eli boş göndermişlerdi. İki yıldır termikçi şirketin, devletin şiddet aygıtının da desteğini alarak Gerze’de kurmaya çalıştığı termik santrale karşı kitlesel ve meşru bir mücadeleyle topraklarını savunmayı sürdüren Gerze halkı, bir kez daha saldırıya maruz kaldı.
Gerze halkının son iki yılda göstermiş olduğu tüm tepkiye rağmen termik santral yapma ısrarını sürdüren Anadolu Grubu isimli şirket, sondaj çalışması yapma gerekçesiyle alana intikal ettirilen yüzlerce polis, jandarma ve panzer eşliğinde Yaykıl köyüne girmeye çalıştı. Yaşamı ve doğayı savunan Gerzeliler 12 saate yakın süre boyunca atılan yoğun gaz bombalarının, tazyikli su, cop ve yer yer plastik mermilerin kullanıldığı vahşi müdahale karşısında bir kez daha ne pahasına olursa olsun termik santral cinayetine izin vermeyeceklerini gösterdiler.
Yaykıl köyünün ormanlık bölgelerinde yaşanan çatışmalar esnasında silah sesleri duyuldu, çok sayıda köylü yaralandı, atılan biber gazlarının etkisiyle bölgede ağaçlar alev aldı ve yaralanan köylülerin hastaneye ulaştırılmasında pek çok güçlük yaşandı. Köylüler gözaltına alındı ve gözaltıların devam etmesi bekleniyor. Gerze halkına yaşatılan tüm bu fütursuz şiddete, tehdide rağmen termikçi şirket sondaj çalışmasını tamamlayamadı.
Gerzelilerin geçtiğimiz haftalarda yaptıkları bilgi edinme başvuruları sonucunda mülki amirden aldıkları yanıta göre termikçi şirketin bölgede sondaj çalışması yapmak için herhangi bir izin başvurusunda bulunmadıkları öğrenilmişti. Buna karşın, termikçi şirkete güvenlik güçlerinin hangi yasal dayanakla sondaj çalışması yapmak için destek sağladığı, köyü ablukaya alıp halka şiddet uyguladığı yanıt bekleyen en önemli sorudur. Jandarma bölgesi olan köyde çevik kuvvet polisinin valilik emriyle köylülere ve destekçilerine saldırıyor olması cevaba ışık tutabilir. Üstüne üstlük bölgede bulunan Roma ve erken Bizans dönemine ait buluntular yüzünden sit alanı ilan edilmesi bile gerekirken, kendini halkın, tarihin, kültürün ve doğanın üzerinde gören vali sırtını kime dayamaktadır?
Gerze’de yaşananlar; devlet aygıtının ve kolluk güçlerinin sermayenin doğayı ve yaşamı talanının hizmetinde olduğunu bir kez daha açık biçimde ortaya sermiştir. Dün Hopa’da suyun ticarileştirilmesine karşı derelerini savunanlara Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirmesine sebep olacak şekilde dizginsizce şiddet uygulayanların, bugün Gerze’de topraklarını savunan Gerzelilere aynı ölçüde şiddetle saldırması tesadüf olamaz. AKP iktidarı “ustalık” döneminde doğanın, emeğin ve yaşamın sermaye tarafından sömürgeleştirilmesine karşı direnenleri zor yoluyla sindirmeyi anlaşılan kendisine şiar edinmiş gözüküyor.
Ama uygulanan tüm bu şiddete, baskıya rağmen doğanın yok edilmesine karşı direniş yayılıyor. Bugün Hopa direnişi Gerze’ye esin veriyor. Yarın özgür bir ülke ve sömürüsüz bir dünya için mücadele eden milyonlar Gerzeli direnenlerden öğrenecek.
Bu sebeple bizler dün Gerze’de, bugün her yerde, direnenlerle birlikteyiz!
Biz aşağıda imzası bulunan demokratik kitle örgütleri, doğanın ve emeğin köleleştirilmesine karşı çıkan herkesi Gerzelilerin meşru mücadelesine destek olmaya, güç vermeye çağırıyoruz.
EKOLOJİ KOLEKTİFİ
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI
TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ İZMİR ŞUBESİ
ÇEVRE İÇİN HEKİMLER DERNEĞİ
GDO’YA HAYIR PLATFORMU
EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU (EGEÇEP)
EGE SU PLATFORMU
BOLKAR DAĞLARI KORUMA PLATFORMU
MADEN KÖYÜ ÇEVRE PLATFORMU
HASANGAZİ, PORSUK KÖY MECLİSLERİ
İMECE – TOPLUMUN ŞEHİRCİLİK HAREKETİ
YALOVA ÇEVRE PLATFORMU (YAÇEP)
YALOVA EĞİTİM-SEN
KAZDAĞLARI KORUMA GİRİŞİMİ
AKKUYU NÜKLEER KARŞITI KOLEKTİF
TARIM ORKAM-SEN MERSİN ŞUBESİ
EKOLOJİK YAŞAM DERNEĞİ (EKODER)
DOĞAYI VE ÇEVREYİ KORUMA DERNEĞİ (DOĞADER)
GEMLİK YAŞAM ATÖLYESİ DERNEĞİ
NİLÜFER KENT KONSEYİ
ANKARA DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ
GÖRDESLİLER DERNEĞİ ÇEVRE KOMİSYONU
TOZKOPARAN DERNEĞİ (TOZDER)
GÜLSUYU GÜLENSU YAŞAM VE DAYANIŞMA MERKEZİ (GÜLDAM)
YERYÜZÜ DERNEĞİ