20 Ocak 2011 Perşembe

Yurt Yeşil Olduğu Zaman Vatandır

“Tabiatı seven bütün insanlar şüphe yok ki yeşil renkten hoşlanırlar. Yeşilin hakim bir renk olarak kırları kucaklaması gönlümüze ümit ve neş’e verir. Yeşil rengi demirbaş olarak muhafaza eden ve her sene hayatından verdiği canlılık ve tazelikle kendini bezeyen, mevcudiyeti insanlık ve medeniyet alemine hizmet etmekten başka bir maksat taşımayan ve yıllar boyu bize çeşitli ürün ve bedii zevkler sunmakla faydalı olan yeşil orduyu, yani ağaç ve ormanları sevmeyen kimse bulunur mu?”

Bu satırlar “Yeşil Türkiye” gazetesinin Mart 1951 tarihli ilk sayısından. Dergiyi Yeşil Türkiye Orman Mühendisleri Muavinleri Cemiyeti çıkarmış. Mesleki bir gazete olmasının yanısıra Türkiye’nin belki de ilk çevre gazetesi. Belki diyoruz çünkü Türkiye’de çevre tarihi üzerine maalesef çok az araştırma var.

Yeşil Türkiye, İstanbul’da Hüsnütabiat Matbaası’nda 750 adet basılıyor ve 1952 bütçesi 3384 lira. Yazı işleri müdürlüğünü Ahmet Yaman yürütmüş. Aylık gazetenin fiyatı 10 kuruş. Cemiyetin bir bürosu olmadığı için çalışmalar Sirkeci’deki Emek Palas’tan yürütülmüş. Yazışma adresi ise İstanbul-Bakırköy Posta Kutusu No: 12

Yazının devamını EKO IQ dergisinin Ocak-Şubat 2011 sayısında bulabilirsiniz .

17 Ocak 2011 Pazartesi

Balkanlar'da Yeni Yeşil Düzen Mümkün mü?

Green European Foundation’un düzenlediği “Greenening the Balkan Economies” Konferansı 10-12 Aralık 2010 tarihlerinde Makedonya’nın başkenti Üsküp’te gerçekleşti. The Green East-West Dialogue’un desteklediği ve Democratic Renewal of Macedonia Partisi’nin evsahipliğini yaptığı konferansta, Balkanlar’da yeşil ekonominin hangi ortak politikalarla hayata geçirilebileceği ve yenilenebilir enerji, enerji verimliliği,tarım ve turizm alanlarında altyapı, mevzuat ve farkındalık konusunda neler yapılabileceği tartışıldı.

3 gün süren konferansa Avrupa Parlamentosu Yeşil Parti milletvekilleri, UNDP temsilcileri,
15 ülkeden yeşil parti ve çevre hareketi temsilcileri, Democratic Renewal of Macedonia Partisi yetkilileri, Makedon Tarım Bakanlığı ve Enerji Ajansı’ndan yetkililer, Balkan ülkeleri üniversitelerinden öğretim üyeleri, AB temsilcileri, organik tarım ve turizm dernekleri temsilcilerinden oluşan 200 kişilik bir grup katıldı. Konferans, 2009 yılında Selanik’teki Balkan Yeşilleri Konferansı, 2010 Ekim ayında Heinrich Böll Hırvatistan Ofisi tarafından düzenlenen 'Business as Unusual' ve Bulgaristan’daki “Yeşil İşler” Konferanslarının devamı niteliğinde düzenlendi. Türkiye, Yeşiller Partisi Dış İlişkiler Koordinatörü ve İTÜ öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Ahmet Atıl Aşıcı ile Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nden araştırma görevlisi Barış Gençer Baykan tarafından temsil edildi.

1929’daki ekonomik bunalımının ardından ABD’de Roosevelt tarafından uygulanan New Deal (Yeni Düzen) programına atıfla 2008’de yaşanan ekonomik ve ekolojik krize bir cevap olarak Yeşil Yeni Düzen kavramı ortaya atılmıştı. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayınlanan Yeşil Yeni Düzen raporu tartışmayı uluslararası toplumun gündemine taşımıştı. Konferansta 20 yıl gibi bir sürede Sovyetler Birliği’nin yıkılması, pazar ekonomisine geçiş ve Avrupa Birliği üyeliği süreçlerinden geçen Balkan ülkeleri için Yeşil Yeni Düzen’in uygulanabilirliği tartışıldı.

Devamı için TIKLAYINIZ

14 Ocak 2011 Cuma

NATURELIFE Dergisinin 7. Sayısı Çıktı!

NATURELIFE, zenginleşen içeriği ve yenilenen tasarımıyla 1. yaşını kutluyor ve yeni yaşından itibaren, sertifikalı %100 gerikazanılmış kağıda basılıyor.

Gıdadan sağlığa, çevreden turizme, ekonomiden eğitime ve sanata kadar hayatın her alanında ekolojik yaşamı sayfalarına taşıyan NATURELIFE 7’de öne çıkan bazı başlıklar:

-Betonlar arasında sıkışıp kalan kentli insandan kent yaşamına yeşil çözüm: Çatı Çiftlikleri

- Güvenilir ve mevsiminde sebze-meyve seçmek kadar onları pişireceğimiz aletler de sağlıklı beslenmede büyük bir öneme sahip. Uzmanından görüşlerle seramikten alüminyuma, çelikten buharlı fırına uzanan Sağlıklı Pişiriciler...

- Yalnızca oyunculuğuyla değil aktivist kişiliğiyle de öne çıkan Mehmet Ali Alabora ile doğayla bütünleşik yaşama dair...

- Küresel İklim Değişikliği ve Çocuk... Hayatta savunmasız grubu temsil eden bebekler ve çocuklar, değişen çevresel faktörler karşısında da en fazla etkilenen taraf oluyor...

-Yeşil Pazarlama mı Yeşil Pazarlar mı?

- Altı Zirve Projesi Kapsamında Guinness Dünya Rekoru’nu kıran gezgin Erden Eruç ile Pasifik’te Tek Başına 312 Gün...

-Sürdürülebilir Eğitime “Altın” Model... Dünya çapında yeşil binalar için önemli bir kriter olarak kabul edilen LEED sertifikasyon sisteminde Gold (Altın) derecesi kazanan Rosa Parks İlkokulu...

-Türkiye genelinde 1000 okul üzerinden yürütülen ve ilköğretim okullarında çevre uygulamalarının durumunu değerlendiren bir çalışma olan Çevre Eğitim Projeleri ve Okullar Tanıtım Rehberi, derginin ücretsiz eki olarak okuyucuya sunuluyor.

NATURELIFE tüm D&R’larda, seçkin kitabevlerinde, organik ürün marketlerinde...

13 Ocak 2011 Perşembe

Doğaya Yenilenebilir Enerji Şoku

WWF-Türkiye Bülteni



TBMM’de kabul edilen Yenilenebilir Enerji Kanunu, uzun zamandır bekleyen yatırımların önünü açarken beklenmedik sürprizleri de beraberinde getirdi. Kanun, korunan alanlarda bile enerji yatırımlarına izin veriyor.

Artan enerji ihtiyacının karşılanmasında ve iklim değişikliğiyle mücadelede çok önemli bir rolü bulunan yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmeye yönelik kanun tasarısı, 29 Aralık 2010 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girdi. Yenilenebilir enerji yatırımlarının gecikmeli de olsa, yasal bir zemine kavuşturularak teşvik edilmesi, Türkiye açısından olumlu bir gelişmedir. Bununla birlikte Kanun’un 5. maddesinde yapılan düzenleme, doğal değerlere zarar verebilecek unsurlar içermektedir.

Kanun; yenilenebilir enerjiyi teşvik etmek adına milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanları, muhafaza ormanları, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları, özel çevre koruma bölgeleri, doğal sit alanları gibi özel hukuksal düzenlemeler ve uluslararası sözleşmelerle korunması taahhüt edilmiş alanlarda da yenilenebilir enerji yatırımlarına izin vermektedir.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, “TBMM’de kabul edilen Yenilenebilir Enerji Kanunu, bu haliyle ülkemizin yüzölçümünün yalnızca yüzde beşini oluşturan korunan alanları tehdit etmektedir. Yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adımken, söz konusu Kanun’un korunan alanlarımızı yatırıma açması büyük çelişki doğurmaktadır. Kanun’un hazırlık ve TBMM’ye götürülme sürecinde sivil toplum kuruluşlarının görüşünün alınmaması, bu sonuca yol açan etmenlerin başında gelmektedir. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması uğruna biyolojik çeşitliliğin ve doğal kaynakların korunması ilkesinden ödün verilmemeli; Kanun tüm bunları dikkate alarak yeniden düzenlenmelidir,” dedi.


Ayrıntılı bilgi için:
Tuğba Uğur, İletişim Sorumlusu, 0212 528 20 30 tugur@wwf.org.tr

11 Ocak 2011 Salı

Vatandaş Mustafa

Vatandaş Mustafa

Yapım yılı :2007

Yönetmen: Remzi Kazmaz

Konu: Fırtına Vadisi HES mücadelesi

7 Ocak 2011 Cuma

Mersin'de İklim Meydanı

Türkiye’de İklim değişikliğinin etkilerini gözler önüne seren fotoğraf sergisi 11 Ocak 2011 tarihinde Mersin Üniversitesi’nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Sergi, üniversitenin Çiftlikköy Kampüsü’nde bulunan Uğur Oral Kültür Merkezi’nin B Salonu’nda gerçekleşecek. Aynı gün ve aynı mekanda yapılacak olan “İklim Meydanı” tartışma toplantısında İklim değişikliği insan kaynaklı mı yoksa gezegenin doğal döngüsü mü? Bildiklerimiz bilmediklerimiz ve merak edilenler, konunun uzmanlarıyla tartışılacak.

Mersin’deki “İklim Meydanı” tartışmasına,

Koray Abacı - BM Ortak Programı İzleme ve Değerlendirme Uzmanı
Alper Acar - BM Ortak Programı Bölgesel Proje Koordinatörü
Hakan Doğan - Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü
Ali Kesikbaş - Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğü
Mehmet Miras - NTV Mersin temsilcisi
Prof. Dr. Kemal Taslı - Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü

katılacak ve seyircilerden gelen soruları yanıtlayacaklar.

British Council’ın İklim Değişikliği programı çerçevesinde çalışmalarını desteklediği “İklim Savuncuları”nın projelerinden biri olan ``İklim Değişikliğini Yakala`` fotoğraf yarışmasında dereceye giren 26 fotoğraftan oluşan sergi sırasıyla Van, Trabzon, Konya, Gaziantep’i ziyaret etti. Gezici sergimiz Mersin, Urfa, Adana ve Deniz’liyi de ziyaret edecek. Sergi ve “İklim Meydanı” tartışmaları hakkında bilgi almak için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz.

http://www.britishcouncil.org/tr/turkey-science-climate-change-debate-climate-arena.htm
Sergiye dahil olan yarışmanın iki ayrı kategoride dereceye giren fotoğrafçıları ve seçimi yapan jüri üyeleri hakkında bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilirsiniz. www.britishcouncil.org.tr/DOCUMENTS/Marcom/Science/Portfolio.pdf

Gezici sergi ve iklim meydanı tartışma toplantıları aşağıda belirtilen kurumların ortak çalışmasıdır

British Council, BM Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi Ortak Programı ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Bilgi Merkezleri.

2 Ocak 2011 Pazar

Mahallenin tüketim baskısı

Eskiden uçlarda olmak ideolojik veya yaşam tarzı olarak uçlarda olmanız anlamına gelirdi. Bugün ise tüketim toplumunun alışkanlıkları ile aranıza ufak bir mesafe koyduğunuzda uç noktalara savrulmuş kabul ediliyorsunuz. Basit bir deney yapın.Arkadaşlarınıza artık marketlerden değil organik pazarlardan yerel ürünler alacağınızı söyleyin. Pazarların uzaklığı, domateslerin şekilizliği , yüksek fiyatlar,sertifikaya güvensizlik gibi argümanlar yağmaya başlar. Bundan böyle işe bisikletle geleceğinizi söyleyin. Hemen bunun ne kadar zor bir iş olduğunu size ikna etmeye çalışacaklardır. Şehrin trafiği, agresif şöförler, peşinize takılacak köpekler, kar/kış/çamur, bisiklet hırsızları vb. Oysa yeni bir araba veya plazma tv alacağınızı söylerseniz kimse karşı argüman geliştirmeye kalkmayacaktır, hatta yardımcı olacaktır. Cep telefonunuzu değiştireceğinizi çıtlattığınızda yeni modellerin özelliklerini bir bir duyacağınızdan emin olabilirsiniz. Mahallenin tüketim baskısı sizi uçlara savrulmaktan kurtarır.
No Impact Man projesini hayata geçiren Colin Beavan’ın bir yıllığına “uç” bir insan oluyor. Karısı Michelle ve 2 yaşındaki kızları Isabelle ile birlikte Manhattam’da hiç bir çevresel etki yaratmadan yaşamayı denediği bir yılın öyküsünü yazıyor ve bu bir belgesel filme konu oluyor. Çıkış noktası basit: Net çevresel etkiyi sıfırlamak. Bunun için çöp ve karbon üretmemeya çalışıyorlar. Uçak,otobüs, araba hatta asansör bile kullanmıyorlar. Bisiklet ve scooter serbest. TV izlemiyorlar. Yerel ve organik gıda dışında alışveriş yapmıyorlar. Ödünç almak ve kiralamak serbest. Temizlik malzemelerini doğal ürünlerle yapıyorlar, çamaşırlarını küvette ayaklarıyla çiğneyerek yapıyorlar. Manhattan’daki bir bahçede sebze yetiştiriyorlar.Altıncı aydan sonra elektriksiz yaşamaya başlıyorlar. Buzdolabı, klima, aydınlatma kullanmıyorlar. Sadece Colin bu projeyi anlattığı blogunu yazmak için güneş enerjisi kullanıyor.
Tüm dünyadan medya kuruluşları projeye ilgi duyuyor ve Beavanlar ile görüşüyor. New York Times haberinde şu başlığı kullanıyor: “Tuvalet kağıtsız bir yıl”. Evet tuvalet kağıdı yerine eski giysileri kullanıyorlar ama Colin de haklı olarak neden şu başlıkların atılamadığını sorguluyor. “Yerel ve mevsime uygun yiyerek diyabet başlangıcı olan eşin riskten kurtulduğu bir yıl”, “tv izlemeyerek daha iyi anne baba olunan bir yıl”, “spor salonuna gitmeden 9 kilo kaybedilen bir yıl”. Filmin sonunda etkisiz/zararsız yıl içinde hangi aktivitelerini yapmaya devam edecekleri sorulduğunda Michelle şöyle cevap veriyor. “Bisiklet kullanmaya, organik ve yerel ürün almaya ve yemek pişirmeye devam”.
http://www.nytimes.com/2007/03/22/garden/22impact.html
http://noimpactproject.org/

27 Aralık 2010 Pazartesi

"Yuvarlakçay HES direnişi” kitap oluyor !


Bir yılı aşkın süredir devam eden direnişin ve sonundaki haklı kazanımın; mücadele eden tüm doğa savunucularına manevi destek oluşturması ve gelecek kuşaklara bırakılabilmesi için, belge niteliği taşıyan bu kitabın kaleme alınmasına 17 Aralık 2010 günü karar verildi.
Yuvarlakçay’ı Koruma Platformu tarafından yapılacak olan kitap çalışmasına, emekli tarih öğretmeni ve araştırmacı yazar Günür KARAAĞAÇ destek verecektir.

Bu kitap tamamen gönüllüler tarafından hazırlanacak ve geliri bölgeye bırakılacaktır.

Basına ve Kamuoyuna duyurulur.


YUVARLAKÇAY’I KORUMA PLATFORMU

25 Aralık 2010 Cumartesi

Çevre Belgeselleri

Türkiye'deki çevre politikaları, sorunları ve hareketleri üzerine yapılan filmlerin-belgesellerin bir listesini çıkarmak niyetindeyim. Listede olması gerektiğini düşündüğünüz belgeselleri iletmek için yesilgundem@gmail.com adresini kullanabilirsiniz. 12 Temmuz 2012 itibariyle 27 belgesel bulunuyor.

1) Vatandaş Mustafa (2007) Yönetmen:Remzi Kazmaz ( Fırtına Vadisi HES)
2) Son Kumsal (2008) Yönetmen: Rüya Arzu Köksal
3) Cemre (2008) Yönetmen: Mehmet Ali Üzelgün (İklim Değişikliği)
4) Av!Su! Mai (Hasankeyf)
5) Sirya (Artvin'de Baraj)
6) Gole Çhetu (Dersim Baraj)
7) Alethea (Bergama altın)
8) Suyun Gözü (Yuvarlakçay HES)
9) İşte Böyle/ Damn the Dams (Bağbaşı HES) http://vimeo.com/35206437
10) Bir Avuç Cesur İnsan (Çağlayan, İkizdere, Senoz HES) Yönetmen: Rüya Arzu Köksal
11) Anadolu'nun İsyanı (Büyük Anadolu Yürüyüşü)
12) Ekümenopolis (2012) (İstanbul üzerine belgesel bir film) Yönetmen: İmre Azem http://www.ekumenopolis.net
13) Sudaki Suretler (HES) http://www.sudakisuretler.com
14) Göç (Artvin-Çoruh Baraj)
15) Jiare- Ziyaret (Dersim Baraj)
16) Balığın sadece kuyruğu var (Balıkçılık) http://www.baliginsadecekuyruguvar.com
17) Akıntıya karşı (HES) http://akintiyakarsi.org/
19) Termik Tehdit: Aliağa
20) Nefes Olmayınca: Sinop Gerze'de termik santrale karşı direniş http://www.youtube.com/watch?v=Dgby_x6pQZw
21) Munzur Akmazsa (2004) Yönetmen: Nezahat Gündoğan
22) Yaşayan Hazine (1998) Yönetmen: Fatih Orbay. Türkiye'nin biyoçeşitliliği
23) Aral Gölü ( 2000) Yönetmen: Kemal Öner 
24) Saklı Cennet Macahel (2002) Yönetmen: Kemal Öner 
25) Mezopotamya'nın büyük düşü GAP ( 2007)Yönetmen:  Kemal Öner
26) Erozyon (1996) Yönetmen: Kemal Öner
27) Karapınar'dan Dünyaya Çölleşme Çağrısı (2007) Yönetmen:  Kemal Öner

21 Aralık 2010 Salı

Kaç milletvekili ekolojik pazara gitmiştir?

Geçtiğimiz hafta sonu Balkan Yeşilleri’nin “Greening the Balkan Economies” konferansına Hırtvatistan’dan katılan sürdürülebilir tarım uzmanı Darko Znaor’u dinlerken aklıma takıldı bu soru. Znaor, Balkan Yeşil Partileri’nin organik tarımı yeterince sahiplenmediklerinden ve politik gündemlerine yeterince almadıklarından yakınıyordu. Kendi adıma Türkiye’de yasa koyucuların dikkatini organik tarıma çekmek adına ne yapabilirim diye düşünürken milletvekillerine birer mektup yazmayı düşündüm. Kendilerinden yakınlarında bir ekolojik pazar varsa ziyaret etmelerini rica edebilirdim (Türkiye’de, yedisi İstanbul’da olmak üzere oniki ekolojik pazar var: Kartal, Maltepe, Kadıköy, Şişli, Beylikdüzü, Bakırköy, Zeytinburnu; Bursa, Ankara, İzmir, Antalya,Samsun). Böylece yerel, sağlıklı, çevre dostu, GDO’suz ürünler üretenlerle ve tüketenlerle bir tanışma fırsatını sunabiliriz.. Sonuçta organik tarım ile ilgili onbinlerce kişi milletvekillerinin seçmenleri arasında. Belki görüşlerini ve eleştirilerini duymak isterler hazır seçimlere altı ay kalmışken. Meclis koridorlarındaki profesyonel lobiciler kadar etkili olamayacağımız kesin ama sesimizi bir şekilde duyurmamız gerekiyor.


Günümüzde artık birine yazmak neredeyse e-posta atmakla eşanlamlı hale geldi. Çevre aktivizminin de en sık başvurduğu yollardan biri bu. 550 miletevekilinin e-postası http://www.tbmm.gov.tr/ adresinden alıp 10 dakika içinde hepsine taleplerinizi içeren bir e- posta atabilirsiniz. Yalnız vekillerin posta kutularının dolu olması, e-postalarını kontrol etmiyor oluşu, danışmanların veya asistanların filtrelemesine takılması, e-postaların spam olarak gözükmesi vb gibi bir çok engel var. Benzer engeller postaneden attığınız mektup için de geçerli. Mektubumuz doğrudan çöp kutusuna gidebilir, danışmanlar önemsiz görüp bir kenara koyabilir. Milletvekilleri konuyla ilgilenmeyebilir. 550 vekile mektup yazmak da külfetsiz değil. Metni yazacaksınız, basacaksınız, tek tek zarfa koyacaksınız, postaneye götüreceksiniz, en az 550 TL harcayacaksınız. Bu engelleri aşmak ve daha etkin olmak adına Twitter’da ve Facebook’ta şöyle yazdım. “Her ay 10 milletvekiline ekolojik pazarları ziyaret etmelerini rica eden bir mektup (e-mail değil) yazacağım. Sayıyı arttırmak için destek olmak isterseniz lütfen yesilgundem@gmail.com adresine yazın.” Şu ana kadar destek olacağını bildiren 5 arkadaş ile birlikte bir metin yazıp bütün milletvekillerine göndereceğiz. Bakalım herhangi bir cevap alacak mıyız? Bundan sonra yapabileceklerimizin sınır yok aslında. Milletvekillerinin tarımı/organik tarımı ilgilendiren kanunlar geçerken nasıl tavır aldıklarını izleyen bir komite kurulabilir. Milletvekillerinin organik çiftlikleri ziyaret etmesi sağlanabilir. Meclis’e organik gıda alımını desteklemeleri istenebilir. Liste uzatılabilir.


Barış Gençer Baykan
yesilgundem@gmail.com
www.twitter.com/yesilgundem
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...