Eskiden uçlarda olmak ideolojik veya yaşam tarzı olarak uçlarda olmanız anlamına gelirdi. Bugün ise tüketim toplumunun alışkanlıkları ile aranıza ufak bir mesafe koyduğunuzda uç noktalara savrulmuş kabul ediliyorsunuz. Basit bir deney yapın.Arkadaşlarınıza artık marketlerden değil organik pazarlardan yerel ürünler alacağınızı söyleyin. Pazarların uzaklığı, domateslerin şekilizliği , yüksek fiyatlar,sertifikaya güvensizlik gibi argümanlar yağmaya başlar. Bundan böyle işe bisikletle geleceğinizi söyleyin. Hemen bunun ne kadar zor bir iş olduğunu size ikna etmeye çalışacaklardır. Şehrin trafiği, agresif şöförler, peşinize takılacak köpekler, kar/kış/çamur, bisiklet hırsızları vb. Oysa yeni bir araba veya plazma tv alacağınızı söylerseniz kimse karşı argüman geliştirmeye kalkmayacaktır, hatta yardımcı olacaktır. Cep telefonunuzu değiştireceğinizi çıtlattığınızda yeni modellerin özelliklerini bir bir duyacağınızdan emin olabilirsiniz. Mahallenin tüketim baskısı sizi uçlara savrulmaktan kurtarır.
No Impact Man projesini hayata geçiren Colin Beavan’ın bir yıllığına “uç” bir insan oluyor. Karısı Michelle ve 2 yaşındaki kızları Isabelle ile birlikte Manhattam’da hiç bir çevresel etki yaratmadan yaşamayı denediği bir yılın öyküsünü yazıyor ve bu bir belgesel filme konu oluyor. Çıkış noktası basit: Net çevresel etkiyi sıfırlamak. Bunun için çöp ve karbon üretmemeya çalışıyorlar. Uçak,otobüs, araba hatta asansör bile kullanmıyorlar. Bisiklet ve scooter serbest. TV izlemiyorlar. Yerel ve organik gıda dışında alışveriş yapmıyorlar. Ödünç almak ve kiralamak serbest. Temizlik malzemelerini doğal ürünlerle yapıyorlar, çamaşırlarını küvette ayaklarıyla çiğneyerek yapıyorlar. Manhattan’daki bir bahçede sebze yetiştiriyorlar.Altıncı aydan sonra elektriksiz yaşamaya başlıyorlar. Buzdolabı, klima, aydınlatma kullanmıyorlar. Sadece Colin bu projeyi anlattığı blogunu yazmak için güneş enerjisi kullanıyor.
Tüm dünyadan medya kuruluşları projeye ilgi duyuyor ve Beavanlar ile görüşüyor. New York Times haberinde şu başlığı kullanıyor: “Tuvalet kağıtsız bir yıl”. Evet tuvalet kağıdı yerine eski giysileri kullanıyorlar ama Colin de haklı olarak neden şu başlıkların atılamadığını sorguluyor. “Yerel ve mevsime uygun yiyerek diyabet başlangıcı olan eşin riskten kurtulduğu bir yıl”, “tv izlemeyerek daha iyi anne baba olunan bir yıl”, “spor salonuna gitmeden 9 kilo kaybedilen bir yıl”. Filmin sonunda etkisiz/zararsız yıl içinde hangi aktivitelerini yapmaya devam edecekleri sorulduğunda Michelle şöyle cevap veriyor. “Bisiklet kullanmaya, organik ve yerel ürün almaya ve yemek pişirmeye devam”.
http://www.nytimes.com/2007/03/22/garden/22impact.html
http://noimpactproject.org/
No Impact Man projesini hayata geçiren Colin Beavan’ın bir yıllığına “uç” bir insan oluyor. Karısı Michelle ve 2 yaşındaki kızları Isabelle ile birlikte Manhattam’da hiç bir çevresel etki yaratmadan yaşamayı denediği bir yılın öyküsünü yazıyor ve bu bir belgesel filme konu oluyor. Çıkış noktası basit: Net çevresel etkiyi sıfırlamak. Bunun için çöp ve karbon üretmemeya çalışıyorlar. Uçak,otobüs, araba hatta asansör bile kullanmıyorlar. Bisiklet ve scooter serbest. TV izlemiyorlar. Yerel ve organik gıda dışında alışveriş yapmıyorlar. Ödünç almak ve kiralamak serbest. Temizlik malzemelerini doğal ürünlerle yapıyorlar, çamaşırlarını küvette ayaklarıyla çiğneyerek yapıyorlar. Manhattan’daki bir bahçede sebze yetiştiriyorlar.Altıncı aydan sonra elektriksiz yaşamaya başlıyorlar. Buzdolabı, klima, aydınlatma kullanmıyorlar. Sadece Colin bu projeyi anlattığı blogunu yazmak için güneş enerjisi kullanıyor.
Tüm dünyadan medya kuruluşları projeye ilgi duyuyor ve Beavanlar ile görüşüyor. New York Times haberinde şu başlığı kullanıyor: “Tuvalet kağıtsız bir yıl”. Evet tuvalet kağıdı yerine eski giysileri kullanıyorlar ama Colin de haklı olarak neden şu başlıkların atılamadığını sorguluyor. “Yerel ve mevsime uygun yiyerek diyabet başlangıcı olan eşin riskten kurtulduğu bir yıl”, “tv izlemeyerek daha iyi anne baba olunan bir yıl”, “spor salonuna gitmeden 9 kilo kaybedilen bir yıl”. Filmin sonunda etkisiz/zararsız yıl içinde hangi aktivitelerini yapmaya devam edecekleri sorulduğunda Michelle şöyle cevap veriyor. “Bisiklet kullanmaya, organik ve yerel ürün almaya ve yemek pişirmeye devam”.
http://www.nytimes.com/2007/03/22/garden/22impact.html
http://noimpactproject.org/