19 Temmuz 2010 Pazartesi

Çevre Faslı

Avrupa Birliği ile sürüdülen müzakerelerde Aralık 2009’da açılan Çevre Faslı, kamuoyunda daha çok faslın maliyeti çerçevesinde tartışıldı. Bahçeşehir Üniversitesi Avrupa Birliği İlişkileri Bölüm Başkanı Dr. Cengiz Aktar, Yeşil Ufuklar'a verdiği mülakatta Çevre Faslı çerçevesinde Türkiye’nin kalkınma modelini, üyelik perspektifini, AB’deki ve Türkiye’deki aktörlerin müzakarelerdeki rolü ve çevre dönüşümündeki fırsatları ele alıyor.

www.yesilufuklar.info/kapak-konusu/ab-cevre-fasli

Haftanın Yeşil Gündemi

2 milyon ağaç için büyük bekleyiş

3. köprü projesi hayata geçerse İstanbul'un 2 milyon ağacı kesilecek. Bu projeyi durdurabilir ve 2 milyon ağacı kurtarabiliriz! 3. köprü projesini durdurmak ve 2 milyon ağacı kurtarmak için 2 Eylül'de, 21.00′da, ellerimizde mumlarla, bize en yakın sahilde 1 saat bekleyeceğiz.Bekleyeceğiz ki Ankara'dakiler İstanbul'un sahipsiz olmadığını anlasın, bu gereksiz katliam projesi dursun. Gelin bu büyük insan zincirine katılın; ailenizi, arkadaşlarınızı, komşularınızı çağırın… 2 milyon İstanbullu olalım, İstanbul'un her bir ağacını bire bir savunalım! http://www.2milyonistanbullu.com/

Deniz Otobüslerinde Bisikletten Ücret Alınmasın

Şehir hatları vapurlarında bisiklet ücretsiz olduğu halde deniz otobüslerinde bisiklete ücret alınıyor Pedal Sesi Bisiklet Topluluğu , deniz otobüslerinde bisikletin ücretsiz olması için bir imza, basın ve iletişim kampanyası başlattı. Aşağıdaki linkte dilekçe metnini okuyabilir, imza atabilirsiniz. İmzalar, kampanya sonunda İDO ve Ulaştırma Bakanlığı'na iletilecek. İmza kampanyasıyla birlikte basın ve iletişim çalışmaları da yapılacak ve üst düzeyde yetkililere ulaşmaya çalışılacak. Deniz otobüsünü hiç kullanmayabilirsiniz, hatta deniz kıyısında yaşamıyor bile olabilirsiniz ama bu kampanya, dünyadaki tek sürdürülebilir ulaşım aracı olan bisikletin ulaşım sistemine eklemlenmesi için. Bisiklet kullanımının cezalandırılması değil, ödülledirilmesi gerekiyor diyorsanız. http://www.pedalsesi.com/idoya/

”Dünyanın Durumu” Kötü

Çevre sorunlarını inceleyen bağımsız araştırma kuruluşu Worldwatch Enstitüsü’nün “Dünyanın Durumu 2010” kitabı “Kültürleri Dönüştürmek:Tüketicilikten Sürdürülebilirliğe” ana teması ve TEMA Vakfı işbirliği ile Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. Kitapta, Tüketici Kültürlerinin Yükselişi ve Düşüşü, Eski ve Yeni Gelenekler, Eğitimin Yeni Görevi: Sürdürülebilirlik, İş Dünyası ve Ekonomi: Yönetim Öncelikleri, Devletin Tasarındaki Rolü, Medya: Sürdürülebilirliğin Yayınını Yapmak, Sosyal Hareketlerin Gücü başlıklarından oluşan 7 bölüm yer alıyor. Ayrıca Ekim 2008 ve Eylül 2009 arasındaki döneme ilişkin raporlardan yola çıkılarak hazırlanan “Dünyanın Durumu: Yılın Özeti” bölümü de bulunuyor. Genel olarak çevre kalitesini ve toplumsal refahı etkileyen ilerlemelerin, gerilemelerin ve yanlış adımların derlemesi niteliğindeki özet bölümde, dünyanın yaşadığı çevresel krize, görsellerle dikkat çekiliyor.

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Rüzgar Ada,Organik Ada, Güneş Ada


Türkiye’'nin Ege Denizi'ndeki adaları - Bozcaada, Gökçeada ve Cunda - sürdürülebilir ve yeşil bir geleceğin nasıl inşa edilebileceğimize dair önemli ipuçları veriyor. Fosil yakıtlar ve tarım kimyasalları olmadan da bir hayatın mümkün olabileceğini bize gösteriyor. Bozcaada’nın rüzgarı meşhurdur. 2000 yılının Haziran ayından itibaren işletmeye açılan 17 rüzgar tribünü, yılda 38 milyon kilovat/saate elektrik üretirken adanın elektriğinin yanında Çanakkale`deki elektrik ihtiyacının %5`i yani yaklaşık 30.000 kişinin elektriğini karşılanabiliyor.

Gökçeada ise organik tarım potansiyeli ile öne çıkıyor. Tarım Bakanlığı, Gökçeada'yı ekolojik tarım yapılması amacıyla pilot bölge olarak seçmiş ve 2002 yılında Organik Tarım projesi başlamış. Zeytincilik ile başlayan organik üretim sebze, meyve, hububat ve sanayi bitkilerine doğru genişlemiş. Şu anda Organik Zeytincilik, Organik Bal ve Organik Bağ Yetiştiriciliği projeleri devam ediyor. Kamu, yerel yönetim ve özel sektör işbirliği ile yürütülen organik tarımın adadaki istihdama katkısı araştırmalara da konu oluyor.
Son yıllarda yerli turizmin önemli merkezlerinden biri haline gelen Cunda, henüz Güneş Ada olarak adlandırılamaz ama arkadaşım Seyyar Kılıç’ın gözlemlerine göre bu yönde bazı adımlar atılmakta. Otel Sobe Cunda plaj işletmesi, çevreye olan duyarlılıkları göstermek ve misafirlerinin jeneratör sesinden rahatsız olmasını engellemek için güneş enerjisinden elektrik üretmeye başlamış. 15 Haziran 2010’dan itibaren kullanıma giren 8 güneş panelinin şarj ettiği 8 akü ile işletmenin tüm elektrik ihtiyacı karşılanıyor. Otel işletmecileri ile Yeşil Gündem için konuşan Seyyar şöyle diyor: “İçinde bulundukları tabiat koruma alanında kendilerinden başka bir işletme de güneş enerjisi kullanıyormuş. Diğer işletmelerin ise jeneratör kullandığını ve bu jeneratörlerin de gürültü kirliliğine sebep olduğunu söylediler.Cunda adasının bu kesiminde elektrik hattının bulunmaması da seçimlerinde oldukça etkili olmuşa benziyor.!!!8 güneş panelinin işetmeye maliyeti ise 13.000 TL civarında. Bu sistem yerine jeneratör kullanmış olsalarmış aylık 3.000 TL gibi ciddi bir tutar harcamak durumunda kalabilirlermiş. Sistem kendisini 3-4 ay gibi kısa bi zamanda amorti ediyormuş ve bakım maliyeti de düşükmüş. Adada bazı evlerin de elektrik üretmek için benzer sistemler kullanıldığını ve oldukça verim alındığını belirttiler.”
Yeşil bir gelecek için adalar bize yol gösteriyor.

16 Temmuz 2010 Cuma

Türkiye'nin CO2 emisyonları (1960-2066)

6 Temmuz 2010 Salı

İklim Değişikliğini Yakala

15 Haziran 2010 - İstanbul British Council (İngiltere Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı) “Challenge Europe – İklim Savunucuları” projesinin Türkiye ayağında, gönüllü iklim savunucularının çabaları ile hayat bulan “İklim Değişikliğini Yakala” fotoğraf yarışması, Türkiye’de iklim değişikliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefliyor. British Council’ın, ünlü isimlerden oluşan jüri üyelerinin, sektörde çalışma yapan kurum temsilcislerinin ve iklim savunucularının katılımı ile 11 Haziran’da basına tanıtılan yarışma 15 Haziran’da başvuruları almaya başlayadı. İklim değişikliğinin Türkiye’deki etkilerini yakalayıp ödüller kazanmak ve fotoğraflarlarını milyonlar ile paylaşmak isteyen 18 yaşının üzerindeki herkes 15 Haziran 2010’dan itibaren www.britishcouncil.org.tr adresinden yarışmaya katılabilir.

15 Haziran – 15 Ağustos 2010 tarihlerinde başvuruları kabul edecek olan yarışmada fotoğraflar, iklim değişikliğine duyarlılıkları ile dikkat çeken yarışma jurisi, gazeteci ve fotoğrafçı Coşkun ARAL, oyuncu Arzu BALKAN, oyuncu Yetkin DİKİNCİLER, akademisyen Tolga HEPDİNÇLER oyuncu Tamer KARADAĞLI, Teknosa Genel Müdürü Mehmet NANE, yönetmen Ümit ÜNAL, fotoğrafçı Serkan ŞEDELE ile National Geographic Dergisi Fotoğraf Editörü Kemal NURAYDIN, Hurriyet.com.tr Kültür-Sanat Editörü Deniz ÖNER ve British Council Benim Kentim Sanat Projesi Yönetmeni Esra SARIGEDİK tarafından değerlendirilecek. Aynı zamanda fotoğraflar 23 Ağustos – 6 Eylül arasında, Hürriyet.com.tr üzerinden yapılacak olan halk oylaması ile milyonların beğenisine sunulacak.

British Council özel jürisinin iki ayrı kategoride yapacağı (serbest ve dijital kurgusal) değerlendirilmesinde birinci olan yarışmacılara 1500 TL, ikincilere 1000 TL, üçüncülere ise 750 TL miktarında para ödülü verilecek. Ayrıca Hurriyet.com.tr Kültür Sanat, sayfasında halk jürisinin birinci seçtiği yarışmacıyı Canon EOS 450D marka fotoğraf makinesi ile ödüllendirecek. Yarışmada dereceye girenler, Eylül 2010’da düzenlenecek olan ödül töreni ile ödüllerini jüri üyelerinin elinden alacaklar. Yarışma finalinin ardından tüm bu fotoğraflar bir sergi haline getirilecek ve sergi Türkiye turuna başlayacak.

26 Haziran 2010 Cumartesi

KADINLAR EKOLOJİK DÖNÜŞÜMDE…


Ekofeminizm ülkemizde az bilinen ve üzerine az çalışılan bir kavram. Türkiye'den ve dünyanın değişik köşelerinden sadece bu kitap için eline kalem alan kadınlar, mücadelelerini, görüşlerini ve deneyimlerini Emet Değirmenci'nin editörlüğünde, okurlarla paylaşıyor.
Kadınlar Ekolojik Dönüşümde, Türkiye'de 20 yıldır ekoloji hareketlerinin içinde bilfiil bulunan, dünya çapında projelerde çalışmış ve halen Amerika’nın Seattle kentinde yaşayan Emet Değirmenci'nin uzun süren uğraşlarının ürünü. Yıllar içinde biriktirdiği deneyimlerini ve dostluklarını okurlarla paylaşmak isteyen Değirmenci'ye, uluslararası projelerden tanıdığı, değişik coğrafyalardan ve değişik mücadelelerden önemli katkılar geldi.
“ ...kadın ve doğanın aynı ataerkil endüstriyel-kapitalist kültür tarafından tahakküm altına alındığını belirtmeliyim. Toplumsal ekoloji felsefesinin kurucusu Murray Bookchin'in belirttiği gibi 'toplumda ilk ortaya çıkan egemenlik ilişkilerinden biri, erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü' olduğuna göre kuşaktan kuşağa tekrarlanarak gelen patriarkiyi sökmek oldukça uzun zaman gerektirecektir. Ancak Michel Foucault’nun da belirttiği gibi kadına yönelik toplumsal cinsiyet ayrımı üzerinden gerçekleşen tahakküm ilişkisi biyolojik farklılıklara bağlı değildir. Kısacası biyolojik determinizm ile de cinsler arası bir eşitlik sağlanamayacağını tesbit etmeliyiz. Ayrıca cinsler arası eşitliğin ırk, sınıf gibi değişik karmaşık bileşenleri de içerdiğini göz önünde tutmalıyız.”
KADINLAR EKOLOJİK DÖNÜŞÜMDE…
Editör: Emet Değirmenci

Ayşen Eren - Nidia Bustillos - Fatmagül Berktay - Filiz Telek - Gamze Göker - Canan Kızılaltun - Arun Shrivastava - Latife Ebru Talum - Pervin Erbil - Serpil Odabaşı - Susan Hawthorn - Zeynep Kadirbeyoğlu - Zübeyde Seven Turan


Yeni İnsan Yayınevi
Fiyat: 12 TL
Sayfa Sayısı: 176

21 Haziran 2010 Pazartesi

Üç Ekoloji'nin yeni sayısı çıktı

Üç Ekoloji dergisinin 8. sayısı çıktı. Derginin bu sayısında Yeşil düşünce klasiklerini, kapsamlı bir Yeşiller ve Sosyalizm dosyasını, Türkiye'den ve dünyadan Yeşil hareketlerin ve partilerin temsilcileriyle özel röportajları ve kitap eleştirilerini bulabilirsiniz. Yeni İnsan Yayınevi'nin yayınladığı Üç Ekoloji dergisini İdefix'ten http://bit.ly/aQBl5U temin edebilirsiniz.
İçindekiler
İlksöz
DOSYA – Yeşiller ve Sosyalizm
Tanıl Bora İle Söyleşi
Ümit Şahin

Parçalı Kimliklerin Yeşil Siyaseti
Ayşem Mert

Sosyalizm ve Eko Merkezcilik: Yeni Bir Senteze Doğru
Robyn Eckersley

Yeşiller İle Sosyalizmin Kesişme Noktası Anarşizm mi?
Ümit Şahin

Derek Wall İle Söyleşi
Ayşem Mert - Ümit Şahin

Ekososyalizmin Janus Başı ve Hayat-Memat Meselesi
Şadi İdem

Albert Statz ile Söyleşi
Ayşem Mert – Ümit Şahin

Alman Yeşilleri’nde Tartışmalara Realo Bakış
Helmut Lippelt

Marx’ın Ekolojisizliği: Marksizm ve Çevrecilik
Dilaver Demirağ

Sosyalistler Yeşil Politikaya Nasıl Bakıyor?
Fikret Başkaya-Roni Margulies-Stefo Benlisoy
Mehmet Horuş-Gülsüm Önal

POLİTİKADAN DÜŞÜNCEYE

Oktay Demirkaya İle Söyleşi
Ümit Şahin

YEŞİL DÜŞÜNCE KLASİKLERİ
Bir Alternatif Çağrısı
Joseph Beuys

KİTAP

Sefaletin Yoksulluğu Kovduğu Bir Dünya
Süleyman Yılmaz

ISBN: 978-605-5895-14-3
SAYFA SAYISI:192
FİYAT: 10 TL

8 Haziran 2010 Salı

Kitaba Bez Torba Yakışır

Son aylarda birçok belediye plastik poşetleri yasaklıyor, süpermarketler doğada çözünebilen poşetler kullanıyor, plastik poşetin yasaklanması için imza kampanyaları birbirini izliyor. Diğer yandan fileye eski itibarı kazandırılmaya çalisiliyor, bez torbalar çesitleniyor, kese kağıdı kullanımı artıyor. Bu hareketlenmenin henüz yansımadığı bir yer var: Kitapçılar. Bildiğim kadar Türkiye’de hiçbir kitapçı bez torba kullanmıyor. Belki kitap satın alanlardan böyle bir talep gelmediği daha çok da bu işin maliyetini düşündükleri için. Halbuki bez torba ilk etapta uygun bir fiyatla satılabilir veya belirli miktarda kitap alana bez torba hediye edilebilir. Aynı kargo ücretinin belirli miktarda siparişler için alınmaması gibi. Ayrıca bunu ilk yapacak kitabevinin, kitap ve çevre dostlarının ilgisine mazhar olacağını söyleyebiliriz.

Nereden başlamalı?

Aklıma kitap, dergi almak için gittiğim Beşiktaş’taki Kabalcı Kitabevi’ne bez torba kullanma fikri hakkında ne düşündüklerini sormak geldi. Önce bir e-posta attım ve Twitter ve Facebook’da “Kabalcı kitaplar için bez torba versin” kampanyası başlatıyorum diye yazdım. Ilk anda gelen mesajlar bunun diğer kitabevlerinden de talep edilmesi, İstanbul dışında Ankara ve Eskişehir’de yaygınlaştırılabileceği şeklindeydi. Ankara’da Dost kitabevinden bez torba kullanılması talep edildi ve Eskişehir’deki kitapçılara da iletilecekti bu girişim. İlginçtir kitapçılardan önce yayınevlerinden olumlu yorumlar ve destekler geldi. Notos Kitap, bez torbaya geçişi zorunlu gördüklerini ve yayınlarında bu yönde bir girişimde bulunabileceklerini söyledi. Resif Kitap da bu konuyu önemsediklerini ve destek vermek istediklerini belirti. Everest Kitap, plastikten kağıt poşete geçerek yayınevlerinde ilk adımı attıklarını bildirdi. Bu arada yine twiter’dan http://www.beztorbakullananlar.com/ adlı sitenin destek verebileceği önerisi geldi, site sahiplerine yazdım. Plastik poşete karşi veya bez torbayı kullanmayı teşvik edici her türlü kampanyayı desteklemenin temel misyonları olduğunu, bu girişime de ana sayfalarında yer verebileceklerin söylediler. Kürke Hayır Platformu’da girişime desteğini açıkladı. Yenal Bilgici, “Eski Usul” bloğunda İstanbul’da Robinson Crusoe 389 ve Pandora’nın kağıt torba kullandığını ve ABD’de Barnes&Noble’ın Virginia Woolf resmi basılı bez torbalarını hatırlattı.

Nasıl Yapmalı?

Bu kampanyanın (şimdilik) herhangi bir manifestosu, logosu, web sitesi yok. Kitapçılar bez torba kullansın gibi basit bir talebi var. Yukarıda yazdıklarım son üç gün içerisinde geçekleşti ki bu konuda yapılabilecekler hakkında bir ipucu vermiştir diye düşünüyorum. Siz de kampanyaya katılmak isterseniz bu talebi kitapçınıza ve dostlarınıza iletebilir veya aşağıdaki e-posta örnegini gönderebilirsiniz.

Sayın X Kitabevi/ Yayınevi yetkilisi,
Kitabevinizden/yayınevinizden aldığım kitapları plastik poşette değil doğa dostu bez torbada taşimak istiyorum. Plastik poşetin kullanımını terketmek ve bez torbaya geçmek konusunda bir girişimde bulunursanız bunu destekleyeceğimi bildiririm. Saygılar

Not:Remzi Kitabevi’nden F. Kılınçarslan, bez torba önerisini değerlendireceklerini bu konuda çalışan firmalar ile irtibata geçeceklerini bildirdi.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...