1 Şubat 2010 Pazartesi

ULUKIŞLA KÖYLERİ’NDEN, SİYANÜRLÜ ALTIN MADENCİSİ AYDIN DOĞAN VE NECATİ KURMEL’E AÇIK MEKTUP

Baylar, bir süredir Ulukışla’da satın aldığınız altın madenini işletmek için adamlarınızla topraklarımıza girmek istiyorsunuz. Köylerimizin sulama göletinin bulunduğu alanla birlikte şimdide meralarımız ve ormanlarımızı satın almak için günlerdir adamlarınız köylerimizde türlü fesatlar çeviriyor. Biliyorsunuz ki, bu coğrafya İpek Yolu üzerindedir; derin ve sarp vadilerle örülüdür. Binlerce insan uygarlığı gelip geçmiş ve milyonlarca canlı yaşamıştır. Köylerimizde insanlarımız kışın sert ve soğuk geçtiğini bilir, soğuğa karşı nasıl direnmesi gerektiğini de. Kurdunu, kuşunu tanırız bu coğrafyanın, uçan kuşun kanat çırpışından anlarız dostu düşmanı.
Aylar önce sizlere “köylerimize gelmeyin” dedik. Israr ettiniz. “Hayır, bu madeni işleteceğiz” dediniz. Sularımıza göz diktiniz. Şirketinizin yaptırdığı analizlerde yüzde on beş arsenikli çıktı bile suyumuz. Köylülerimiz tedirgin. Bolkar Derelerine akan karın içine kir bulaşmaya başladı. Derenin suyunu satın alan Hayat ve Tekir Su sessiz. Onların gidecek yeri vardır. Ama bizlerin gidecek yeri yok. Atalarımız bu köylerde öldü. Bu köylerde kiraz topladı, ata bindi, çift sürdü. Bu topraklardan sevdi, evlendi, çocuk yaptı, everdi. Ceviz ağaçlarını bu sularla suladı. Almak istediğiniz sadece suyumuz değil. Geçmişimizi ve atalarımızın ruhlarını da istiyorsunuz. Kemiklerimiz sizlerin kepçelerinin ucunda rahmet ve merhamet dilenmeyecek bunu bilin.
Köylerimize günlerdir jandarma eşliğinde gönderdiğiniz görevliler, köylerimizin geleceğini satın almak için topraklarımızı ölçmek istiyor. Amaçları 400 dönüm daha toprak satın almak. Eşeklerin geçtiği yoldan geçerek gelmenize gerek yok Baylar. Doğrudan çıkın köylerimize gelin. Adamlarınızı göndermeyin. Düşmanımızı yakından tanımak istiyoruz. Size söyleyecek sözümüz var. Tabi varsa cesaretiniz gelin.

Baylar, size toprak satacak analar daha çocuklarını doğurmadı. Böyle bir çocuk da bu coğrafyada barınamaz. Adamınız olan Sadettin Sakatoğlu adlı Maden mühendisleri Odası Adana Şube başkanı topraklarımızı birbirine katıyor. Kendisini önce size, sonra yargıya şikâyet ediyoruz. Köylerimizi satın almaya teşebbüs ederek, halkın değerlerini satın almak istiyorsunuz. Bu coğrafyada yaşanacak tüm olumsuz gelişmelerden adamlarınız ve sizler sorumlu olacaksınız. Bu hafta yeniden ölçüme gelecekler. Geçen hafta biliyorsunuz yine gelmiştiniz. Köylülerimizi dövmeye kalktınız. Ama sokmadık sizleri. Jandarma eşliğinde yine geleceksiniz, daha kalabalık geleceksiniz. Haydi deneyin. Kaybedecek çok şeyiniz var.

Oysaki biz misafirperver bir ilçeyiz. Dostlarımızı severiz. Ama düşmanlık yapanların başına ipek yolunda ne geleceğini dosta düşmanda gösteririz. Bu toprakları satın alamayacakları nı bilirler. Bilirler ki bir halkın bedduasını almak, vergi borçlarınızdan daha ağır veballer yükler. Vicdan sahipleri bedduanın ne olduğunu bilir. Biz biliyoruz ki, ipek yolunun bu yakasından haramiler geçmek istiyor. Her yeri talan etmek, dağlamak, hayvanlarımızı, topraklarımızı ve insanlığımızı yok etmek istiyor. Bu hafta yine geleceksiniz. Uyarıyoruz. Gelmeyin. Haramiler tankla, topla, tüfekle gelecekse eğer, bizler kiraz ile, elma ile, su ile ,toprak ile direneceğiz. Biliyoruz siz yapmazsanız başkası yapmak isteyecek bu işi. Pazarlığınız büyük. Altını topraktan çıkartıp, tüm yaşamlarımızı yok edecek gücünüz olduğunu düşünüyorsunuz. Medyanız var. Patronlarınız, bürokratlarınız, topunuz, tüfeğiniz. Bize savaş ilan ettiniz, ama siz kaybedeceksiniz. Bu sefer uçan halılar da yapsanız, vergi borçlarınızı da ödeseniz, ellerimiz iki yakanızda olacak. Cehennem ateşiniz, ekmeğimizin sıcağından besleniyor. Siz ya bizim cennetimizden ellerinizi çekersiniz ya da ellerimizde cehenneminizin ateşini körüklersiniz.

Desteklediğimiz Tekel işçileri ne öğretti bize biliyor musunuz: Ölmek Var Dönmek Yok. Haydi Gelin.

Ulukışla Altın Madenine Karşı Direniş Komiteleri

31 Ocak 2010 Pazar

Freecycle nedir?

Freecycle, elinde kullanmadigi esyalar olanlar ile, o esyalara sahip olmak isteyenleri, tamamen ucretsiz olarak e-mail yolu ile birlestirmeye ve geri donusumu arttirmaya calisan, uluslararasi bir projedir. Bu projenin nihai amaci ihtiyaclarin karsilanmasi icin surekli yeni seylerin satin alinmasini azaltmaktir. Bu sayede bizlerin urettigi cop miktari da azalmakta ve boylece doga uzerindeki yukumuz bir nebze olsun hafiflemektedir. Coplerimizle doga uzerinde olusturdugumuz yuku olabildigince hafifletebilmek icin Freecycle hareketini mumkun oldugunca cok kisiye duyurmak ve uye sayimizi artirmak cok onemli. Sizleri de grubumuza uye olmaya ve grubu aile uyelerinize, arkadaslariniza, tanidiklariniza duyurarak Freecycle hareketinin yayginlastirilmasin a katkida bulunmaya davet ediyoruz.
Freecycle İstanbul

26 Ocak 2010 Salı

21 Ocak 2010 Perşembe

Yenilenebilir bir Dünya

Herbert Girardet and Miguel Mendonca tarafından yazılan "A Renewable World: Energy, Ecology, Equality" isimli kitap yayımlanmıştır. Kitabı aşağıdaki adresten ücretsiz olarak indirmek mümkündür.
http://www.worldfuturecouncil.org/a_renewable_world.html

Bölümler
1: Energy Change, Climate Change
2: Carbon and the Biosphere
3: Renewable Energy
4: Towards Energy Equality
5: Energy Suffiency
6: The Green-Collar Economy
7: Renewing the City
8: From Global to Local
9: Problem Technologies
10: Going Deeper, Looking Further

Kaynak:
Doç.Dr. Mehmet SOMUNCU
Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü-- http://csaum.ankara.edu.tr

11 Ocak 2010 Pazartesi

HES Çığlıkları


Türkiye’nin dört bir yanından HES çığlıkları yükseliyor. Geçen hafta Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Alakır nehri üzerindeki yapılacak HES’in doğaya etkilerini Alakır Nehri Özgür Aksın Platformu’nun görüntüleriyle vermiştik. Bu hafta da Muğla'nın Köyceğiz İlçesi'ne bağlı Beyobası Beldesi'nde, Yuvarlakçay Irmağı üzerine kurulması planlanan HES’e karşı mücadele verenler, çalışmalarını Yeşil Gündem ile paylaştılar. HES yapımı için, içinde anıt ağaçların da bulunduğu binlerce ağacın kesildiğini ve bölgeye ait verilen raporlarda çelişkiler olduğunu bildiriyorlar. Eylemlerle, basın açıklamalarıyla, bilirkişi tutanaklarıyla, Meclis önergeleriyle ve davalarla HES inşaatının başlamaması için çalışıyorlar ve sahada gece-gündüz nöbet tutuyorlar. Destek vermek isterseniz web sitelerini ziyaret edebilir www.yuvarlakcay.org
İmza kampanyalarına katılıp görüşlerinizi bildirebilirsiniz. www.ipetitions.com/petition/yuvarlakcay. Bir de Facebook grupları var.
http://www.facebook.com/group.php?gid=207569637013.

Diğer yandan www.karadenizisyandadir.org sitesinde yapılan açıklamada Karadeniz’de yapımı devam eden hidroelektrik santraller (HES), uzmanların da dile getirdiği gibi bölgedeki doğal ve kültürel yaşamı tehdit ettiğine ve bölgede faaliyet gösteren şirketler yasa - hukuk tanımadığına dikkat çekiliyor. 23 Ocak Cumartesi Saat 12’de Kadıköy Beşiktaş iskelesi önünde “Karadeniz’in Sesi Kesecek HES’i” adı altında bir basın açıklaması gerçekleştirilecek.

Ayrıca bu haftasonu 16-17 Ocak 2010 tarihleri arasında Rize İkizdere’de gerçekleştirilecek ilk Genel Kurul Toplantısı’nın ardından çalışmalarına başlayacak olan Türkiye Su Meclisi, Türkiye’nin 81 ilinden doğa hakkı için mücadele eden sivil insiyatifleri bir araya getirecek. www.turkiyesumeclisi.net

Haftanın Yeşil Gündemi

Dünyanın Rüzgarı
Rüzgâr enerjisi alanında önde gelen ve her yıl bir kıtada düzenlenen Dünya Rüzgâr Enerjisi Konferansı ve Sergisi (WWEC), 15–17 Haziran 2010 tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. WWEC2010, 9. Dünya Rüzgâr Enerji Konferansı ve Sergisi, rüzgâr enerjisi teknolojisi, sanayisi ve politikalarını n başlıca oyuncularının bir araya geldiği güçlü bir platform oluşturmayı ve stratejik kararları etkileyecek rüzgâr enerjisi kullanımı ile ilgili en son bilgilerin ve teknolojilerin paylaşılmasını amaçlıyor. Kongrenin ana konusu, büyük kapasitelerdeki rüzgar enerjisinin mevcut şebeke altyapılarına nasıl entegre edilebileceği ve şebeke kapasitelerini ayarlanması olacak. Türkiye bugünkü 80 GW’ a varan izin bekleyen rüzgâr enerji santralleri projeleri ile fırsatlar için mükemmel bir örnek. WWEC Dünya Rüzgâr Enerji Konferans ve Sergileri sektörün belli başlı oyuncularını bir araya getiri ve sanayi liderleri, yatırımcılar, kamu otoriteleri ve dünya medyası ile iletişim kurma fırsatları yaratıyor.


Hasankeyf’in Yok Edilmesine Kredi Vermeyin

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken yaptığı açıklamada “Hasankeyf ve Dicle Vadisi, UNESCO dünya mirası kriterlerinin onda dokuzuna uyan dünyadaki tek doğa ve kültür mirasıdır. Cevre koruma projelerine desteği ile tanınan Garanti Bankası ile Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne (Global Compact) imza atan Akbank’ın bu dünya mirasını yok edecek olan Ilısu baraj projesini desteklemelerinin hiçbir nedeni olamaz. Doğa Derneği, her iki bankadan da, kamuoyunda büyük bir hassasiyet yaratmış olan Ilısu baraj projesi konusunda rahatlatıcı birer açıklama bekmektedir” dedi.

Yeşil İş ve Yaşam Dergisi EKOIQ

Türkiye’nin ilk Yeşil İş ve Yaşam dergisi EKOIQ, 20 Ocak’ta yayın hayatına başlıyor.

Tanıtım yazısı:

Dünya, tarihi boyunca yaşadığı en büyük çevresel krizle karşı karşıya. Çalışma ve üretim biçimlerimizin, tüketim kalıplarımızın ve yaşama kültürümüzün, “Sürdürebilir” olmadığını ve böyle devam ederse, doğanın hassas dengelerinin bir daha düzelmemek üzere tamamen bozulacağını ne yazık ki kabul etmek zorundayız…Düşünme yeteneğiyle kendisini bugüne kadar diğer tüm canlılardan ayırt eden insanoğlu ve kızı bir kararın eşiğinde: Ya değişecek ya da mavi gezegendeki serüveni hiç arzu edilmeyen bir sona doğru ilerleyecek…Bu noktada, insanoğluna yeni bir zekâ gerekli: Ekolojik Zekâ… Dünya üzerinde yaşamını kurarken, kentler oluşturup kültürler inşa ederken kullandığı zekâsını, bugün Yeni Bir Uygarlık için kullanmak zorunda…Fosil yakıt ekonomisinden yenilenebilir enerji kaynaklarına; çevreye zararlı ve kirli sanayilerden yeşil ve çevre dostu teknolojilere; sınırsız tüketim hırsından ekolojik bir zekânın ürünü yeni kullanım ve tüketim biçimlerine uzanan bu derin değişim kapımızda…BZD Yayıncılık tarafından yayımlanacak olan EKOIQ iş dünyasından STK’lara, bilim insanlarından çocuklara kadar herkesin bir parçası olması gereken bu değişimin Türkiye’deki iletişim araçlarından biri olmayı hedefliyor. İki ayda bir yayımlanacak dergimiz, sürdürebilirlik alanında atılan her adımın takipçisi ve destekçisi olacak. EKOIQ çevre dostu teknolojileri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları, çevre etiğine uygun iş örneklerini sayfalarının başköşelerine taşıyacak. Onları kamuoyuna duyurmaya çalışacak…EKOIQ elinden geldiğince olumlu örneklere odaklanacak; yapıcı bir eleştirellikle Türkiye iş dünyasının bu yapısal dönüşümüne yardımcı olacak.Hepimiz, içinde bulunduğumuz bu tehlikeli ve olumsuz sürecin, İklim Krizi’nin hem sorumlusu, hem de mağduruyuz. Bu nedenle, çözüm için de hepimiz kolkola vermeli, yeni bir ekolojik zekânın inşa edilmesi sürecine katılmalıyız. EKOIQ bu hedefle yayın hayatına başlıyor. Kaybedeceklerimizin maliyeti dayanılmaz derecede yüksek; kazanacağımız ise kocaman bir dünya; tüm bir insan ve canlı nesli…

4 Ocak 2010 Pazartesi

2 Ocak 2010 Cumartesi

Alakır Özgür Aksın

Türkiye’nin dört bir yanındaki binlerce akarsunun ve derenin su kullanım hakları HES (Hidroelektrik Santral) projeleri yapılmak üzere özel şirketlere devredildi. Hukuki ve bilimsel temel dayanmayan bu projelerin yapılacağı yerlerde yaşayanlar, yaşam alanlarını ve su kaynaklarını korumak için çaba gösteriyorlar. Bu projelerden biri de Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Alakır nehri üzerinde yapılmak isteniyor. Nehrin kaynağından sahile kadar, üzerinde yapılması öngörülen ve bir kısmınında yapımına başlanan 7 adet 'hidroelektrik santrali' ile (HES) (Alakır 1 HES,Alakır 2 HES,Kürce HES,Dereköy HES,Kuzdere HES,Balıklar HES,Çayağzı HES) tamamen yok edilmek isteniliyor. Alakır Nehri Özgür Aksın Platformu, bu katliama dur demek için mücadele ediyor. Alakır Nehri’nin tahribatından doğabilecek sonuçları öğrenmek için http://alakirnehri.blogspot.com adresindeki blogu ziyaret edebilirsiniz. Platform tarafından çekilen görüntüler doğa tahribatını gözler önüne seriyor.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...