yeşil yaka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeşil yaka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Eylül 2012 Çarşamba

Yeşil Yakalılar ve Siyaset


Mavi yakalılar, beyaz yakalılar, gri yakalılar, mor yakalılar, yeşil yakalılar.  Yakaların rengi ekonominin yapısı değiştikçe farklılaşıyor. Son dönemde ilgi yeşil yakalılara doğu kaymış vaziyette. Ekonomik ve ekolojik krizi birlikte yaşadığımız bu dönemde çevre korumanın ve gelişmiş çevre politikalarının ekonomiye ve özellikle istihdama olumsuz etkileri olacağı düşüncesi etkisini yitirmeye başlıyor ve yeşil işler ortaya çıkıyor. UNEP/ILO/UTEC tarafından 2008’de hazırlanan “Green Jobs: Towards Sustainable Work in a Low-Carbon World” raporunda “yeşil işler ” imalat, tarım, hizmet ve Ar-Ge sektörlerinde insanlığın karşı karşıya olduğu çevresel tehditleri gidermeyi amaçlayan işleri tanımlamak için kullanılıyor. 


Şimdiye kadar ekonomik krizin de etkisiyle, yaratılan yeşil işler ile istihdama nasıl katkı sağlanabileceği konuşuldu. Pek öngörülmeyen ama önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak bir konu da yeşil yakalıların siyaset dünyasında oynayacağı rol.

Yazının devamı EKO IQ Yeşil İş ve Yaşam dergisinin Eylül 2012 sayısında.

24 Mart 2010 Çarşamba

Kamuda Yeşil Yakalılar

Türkiye’de özel sektörde ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarda doğrudan çevre faaliyetlerde istihdam edilenleri, yani yeşil yakalı olarak adlandırabileceğimiz çalışanların sayısını tam olarak bilemesek de, kamu kurum vekuruluşlarındaki çevresel istihdam ile ilgili veriler 1997 yılından itibaren yıllık olarak derleniyor.
TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre 2008 yılında kamu kurum ve kuruluşlarında çevresel faaliyetlerde istihdam edilen çalışan sayısı 7557. Bu personelin yüzde 67'si sadece çevresel faaliyetlerle ilgili işlerde çalışırken, yüzde 33'ü diğer faaliyetlerin yanısıra çevresel faaliyetleri de yürütüyor. Çevresel faaliyetlerde çalışan personelin yüzde 65’i yüksekokul ve üzeri, yüzde 22’si lise ve dengi okul mezunu. Bu personelin yüzde 75’i erkek ve yüzde 25’i kadın. 1997’den beri sürekli artan personel, 2005 yılında 14 bin beşyüz kişiye ulaşmış ama son yıllarda yarı yarıya azalmış. Bu azalışın nedenleri arasında 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün kapatılması ve yürüttüğü hizmetlerin İl Özel İdareleri’ne devri ve 2007 yılında Tarım Bakanlığı İl Müdürlükleri’nde çalışanların sayılmaması bulunuyor. 2008 yılına yansıyan azalışta rol oynayan faktörler arasında İl Özel İdareleri’nin o yıl içinde KÖYDES (Köy Altyapısını Destestekleme) projesi yapmamış olması ve kamu kurumlarının dönemsel ihtiyaçlarına göre çevresel isthidamın azalıp artması var. Sağlıklı bir çevrede yaşamanın altyapı koşullarının sağlanması, iklim değişikliğinin etkilerinin araştırılması, seragazı emisyonlarının azaltılması ve temiz ve yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi ve yaygın kullanımın sağlanması için kamu kurum ve kuruluşlarındaki çevresel istihdamın artması gerekiyor.

Devletlerin gelişmişlik düzeyleri, ekonomik ve organizasyonel yapıları arasındaki farklılıklar yüzünden Türkiye’de kamu sektöründeki çevresel istihdamı diğer ülkelerinki ile karşılaştırmak çok anlamlı olmasa da fikir vermesi açısından bazı Avrupa ülkelerinin çevresel istihdamın kamudaki ve toplam istihdam içindeki payından bahsetmek yerinde olabilir.


Bu çerçevede önemli bir dinamik olarak da AB ile yürütülen müzakerelerde Çevre faslının açılmasını sayabiliriz. Türkiye’nin, AB çevre müktesebatını etkin bir biçimde uygulayabilmesi için tüm düzeylerde idarî yapıların kapasitelerini kuvvetlendirilmesi, iç yapının uyarlanması ve ilave personelin istihdam edilmesi gerekiyor. Türkiye ile aynı zamanda katılım müzakerelerine başlayan Hırvatistan’ın, AB çevre müktesebatını uygulamak için hazırladığı Eylem Planı’nda, 2009 itibariyle yetkili ulusal bakanlıklar kadrolarının (2006 ile karşılaştırıldığında) yüzde 58, diğer ilgili kurumlar yüzde 23, denetim hizmetleri yüzde 29, illere yerleştirilen yeni örgütsel birimlerin yüzde 68 oranında arttırılacağı belirtiliyordu.6 ürkiye bu çapta bir kadro artışı açıklamasa da son elişmeler, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ilave
stihdam yaratacağını gösteriyor. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, AB ile müzakerelerde çevre
faslının 21 Aralık 2009’da açılması nedeniyle Çevre Bakanlığı’nda bir reorganizasyona gidileceğini ve
Çevre İdaresi Başkanlığı kurulacağını açıkladı. Bu doğrultuda 800 kişinin işe alınacağı ve bu
personelin denetim, ölçüm ve ruhsatlandırma gibi konularda görev yapacağı belirtildi.7 Diğer yandan
2008 yılının sonunda Türkiye’de de etkileri görülmeye başlayan küresel ekonomik krizin etkilerini
hafifletmek için, hükümet tarafından açıklanan önlemlerin arasında açıklanan istihdam paketi
çerçevesinde 120 bin kişinin, ağaçlandırma, erozyon kontrolü çevre düzenlemesi gibi işlerde
istihdamını hedefleniyordu fakat bu konuda herhangi bir adım atılmadı.
Kamuda Yeşil Yakalılar başlıklı araştırma notunun tamamına www.betam.bahcesehir.edu.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Yeşil İş ve Yaşam Dergisi EKOIQ

Türkiye’nin ilk Yeşil İş ve Yaşam dergisi EKOIQ, 20 Ocak’ta yayın hayatına başlıyor.

Tanıtım yazısı:

Dünya, tarihi boyunca yaşadığı en büyük çevresel krizle karşı karşıya. Çalışma ve üretim biçimlerimizin, tüketim kalıplarımızın ve yaşama kültürümüzün, “Sürdürebilir” olmadığını ve böyle devam ederse, doğanın hassas dengelerinin bir daha düzelmemek üzere tamamen bozulacağını ne yazık ki kabul etmek zorundayız…Düşünme yeteneğiyle kendisini bugüne kadar diğer tüm canlılardan ayırt eden insanoğlu ve kızı bir kararın eşiğinde: Ya değişecek ya da mavi gezegendeki serüveni hiç arzu edilmeyen bir sona doğru ilerleyecek…Bu noktada, insanoğluna yeni bir zekâ gerekli: Ekolojik Zekâ… Dünya üzerinde yaşamını kurarken, kentler oluşturup kültürler inşa ederken kullandığı zekâsını, bugün Yeni Bir Uygarlık için kullanmak zorunda…Fosil yakıt ekonomisinden yenilenebilir enerji kaynaklarına; çevreye zararlı ve kirli sanayilerden yeşil ve çevre dostu teknolojilere; sınırsız tüketim hırsından ekolojik bir zekânın ürünü yeni kullanım ve tüketim biçimlerine uzanan bu derin değişim kapımızda…BZD Yayıncılık tarafından yayımlanacak olan EKOIQ iş dünyasından STK’lara, bilim insanlarından çocuklara kadar herkesin bir parçası olması gereken bu değişimin Türkiye’deki iletişim araçlarından biri olmayı hedefliyor. İki ayda bir yayımlanacak dergimiz, sürdürebilirlik alanında atılan her adımın takipçisi ve destekçisi olacak. EKOIQ çevre dostu teknolojileri, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları, çevre etiğine uygun iş örneklerini sayfalarının başköşelerine taşıyacak. Onları kamuoyuna duyurmaya çalışacak…EKOIQ elinden geldiğince olumlu örneklere odaklanacak; yapıcı bir eleştirellikle Türkiye iş dünyasının bu yapısal dönüşümüne yardımcı olacak.Hepimiz, içinde bulunduğumuz bu tehlikeli ve olumsuz sürecin, İklim Krizi’nin hem sorumlusu, hem de mağduruyuz. Bu nedenle, çözüm için de hepimiz kolkola vermeli, yeni bir ekolojik zekânın inşa edilmesi sürecine katılmalıyız. EKOIQ bu hedefle yayın hayatına başlıyor. Kaybedeceklerimizin maliyeti dayanılmaz derecede yüksek; kazanacağımız ise kocaman bir dünya; tüm bir insan ve canlı nesli…

5 Haziran 2009 Cuma

DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE YEŞİL YAKALILAR

Neden Yeşil İşler?

Uzun yıllar boyunca çevre korumanın, gelişmiş çevre politikalarına sahip olmanın ekonomiye ve yatırımların çevresel kriterlerle de değerlendirilmesinin istihdama olumsuz etkileri olacağı düşüncesi sıkça işlendi. Ekonomik ve siyasi çevrelerde yaygınlaşan bu kanı, çevrenin iktisat politikalarına girmesini zorlaştırdı. Çevre siyasetini marjinal bir konumda tuttu. Ekonomik ve ekolojik krizi birlikte yaşadığımız bu dönemde yeni gelişmeler bu düşünceyi geçersiz kıldığı gibi istihdam sorununa da çeşitli yanıtlar geliştirmeye başladı. Bunlardan biri de geleceğin düşük karbon ekonomisi çalışanlarının ana gövdesini oluşturacağı tahmin edilen yeşil yakalılar.

UNEP/ILO/UTEC tarafından hazırlanan “Green Jobs: Towards Sustainable Work in a Low-Carbon World” raporunda “yeşil işler ” imalat, tarım, hizmet ve Ar-Ge sektörlerinde insanlığın karşı karşıya olduğu çevresel tehditleri gidermeyi amaçlayan işleri tanımlamak için kullanılıyor. Bu sektörlerde çalışanlar da “yeşil yakalılar” olarka tanımlanıyor. Yeşil yakalıların yoğun olduğu sektörler arasında öncelikle yenilenebilir enerji ( rüzgar, güneş, jeotermal, biyogaz), enerji verimliliği, organik tarım, yalıtım sektörlerini sayabiliriz. Çevre mühendisleri, çevre danışmanları, ekolojik mimarlar, çevre avukatları, çevre eğitmenleri, çevre koruma ve ekoteknoloji alanında çalışanlar bu kategoriye giriyor. Somut olarak rüzgar tribünlerini ve güneş panellerini projelendirenler, üretenler ve yerleştirenler; binaların yalıtımını yapanlar; ekolojik ürün üreticileri yeşil yakalı kabul ediliyor.


Türkiye’de yeşil yakalılar

Türkiye’de yeşil yakalıların toplam sayısı henüz bilinmiyor. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine göre Avrupa Birliği’nde yeni kurulacak her bir MW’lık güç için 15 kişi istihdam edilebiliyor.Ülkemizde halihazırda işletmede olan 433 MW gücünde rüzgar santrali olduğu düşünülürse rüzgar endüstrisinde yaklaşık 6 bin beşyüz kişilik istihdam yaratıldığı söylenebilir. Tabi bu rakamın tamamının sürekli iş olduğunu varsayamayız. Yeşil yakalıların yenilenebilir enerji sektörünün ötesinde tarımda da kendine çalışma sahası bulduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir. Örneğin organik tarımda çalışan 14 bin üretici var; ekolojik pazarlarda, ekolojik ürün dağıtımı ve satışında alışanları eklersek bu rakam daha da artacaktır. Yalıtım sektöründe 15 bin kişinin çalıştığı tahmin ediliyor. Çevre Mühendisleri Odası’na kayıtlı 6000 çevre mühendisi var ve yetkililere göre bir o kadar da Oda’ya kayıtlı olmayan çevre mühendisi var. Güneş enerjisi sektöründe 2001 rakamlarına göre 2 bin kişi istihdam edilmiş.Kamu kurum ve kuruluşlarında 2007 yılı itibariyle çalışan 8 bin beşyüze yakın yeşil yakalı da kişi de dahil edildiğinde günümüzde Türkiye’de yaklaşık 50 bin yeşil yakalının çalıştığını söyleyebiliriz.

Bununla beraber Türkiye’nin potansiyelinin bu rakamın çok üzerinde olduğu tartışma götürmez. Rüzgar enerjisi üzerinden devam edersek Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (EİE) hesaplamalarına göre Türkiye’nin rüzgar potansiyeli 48 000 MW civarında. Enerji Bakanlığı’na göre kurulu güç 2020 yılına kadar 20 bin MW`a çıkarılacak. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği’nin verdiği yukarıdaki orana göre rüzgar enerjisi sektöründe 2020’ye kadar 20 bin MW’a ulaşılırsa 300 bin kişilik istihdam sağlanmış olacak. Bu sektörde özellikle rüzgar tribünlerinin yurtiçinde imal edilmesiyle daha fazla iş alanı yaratılacak. Ayrıca EİE’nin verilerine göre Türkiye`de şu anda güneş enerjisi kapasitesinden ancak binde 1 oranında yararlanılabiliyor.Bu alanda da önemli bir istihdam yaratılması ayrıca mümkün. Aynı şekilde yenilenebilir enerji endüstrisinin diğer alanlarında – jeotermal, hidroelektrik, biokütle - çalışan ve ileride çalışabilecek yeşil yakalıların bir envanteri de çıkarılabilir.

Kamuda çalışan yeşil yakalılar

TÜİK’in 2002 yılı Çevresel İstihdam ve Harcamalar Envanteri’nde kamu kurum ve kuruluşlarının çevresel faaliyet konuları şöyle sıralanıyor: Dış ortam havasını ve iklimi koruma, İçme ve kullanma suyu, Atıksu yönetimi, Atık yönetimi, Toprağın yeraltı ve yüzey sularının korunması ve iyileştirilmesi, Gürültü ve vibrasyonun azaltılması, Biyolojik çeşitliliğin ve peyzajın korunması, Radyasyona karşı koruma (dış güvenlik hariç), Enerji, Araştırma ve geliştirme ve diğer çevre koruma faaliyetleri.

Kamu kurum ve kuruluşlarında 2007 yılında çevresel faaliyetlerde 8485 personel istihdam edilmiş. Bunların %78'i sadece çevresel faaliyetlerle ilgili işlerde çalışırken, %22'si diğer faaliyetlerin yanısıra çevresel faaliyetleri de yürütmüş. Kamudaki yeşil yakalıların %75’i erkek iken %25’i kadın; %62’si yüksekokul ve üzeri, %22’si lise ve dengi okul mezunu. 2007’de kamuda çevre istihdam rakamı neredeyse 1997 rakamına eşit. 1997’den beri sürekli artan personel, 2005 yılında 14 bin beşyüz kişiye ulaşmış ama son yıllarda önemli oranda azalmış. Bu azalış 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün İl Özel İdareleri’ne devrinden ve 2007 yılında Tarım Bakanlığı İl Müdürlüklerinde çalışanların sayılmamasından kaynaklanıyor. Hükümet tarafından açıklanan son istihdam paketi çerçevesinde 120 bin kişinin, ağaçlandırma, erozyon kontrolü çevre düzenlemesi gibi işlerde istihdamını hedefleniyor. Bu kamuda geçici de olsa çevresel istihdamı atttıracaktır.

Arastirmanin tamamina şu adresten ulaşabilirsiniz.

http://betam.bahcesehir.edu.tr/tr/2009/06/dunyada-ve-turkiyede-yesil-yakalilar/


18 Kasım 2008 Salı

Yeşil yakalılara yatrım gerekli

Son yıllarda gelişen ekolojik ekonomi, yaşamın ve doğal kaynakların sürdürülebilirliğine katkıda bulunurken istihdam sorununa da kendi cephesinden bir yanıt geliştiriyor. “Yeşil Yakalılar” adı verilen ve sanayi ve tarımın çevresel sektörlerinde çalışanları kapsayan bu yeni tanım, mavi/beyaz yakalılar sınıflandırmasının yanında yerini alıyor. Peki yeşil yakalılar hangi sektörleri kapsıyor? Öncelikle yenilenebilir enerji ( rüzgar, güneş, jeotermal, biyogaz), enerji verimliliği, organik tarım, yalıtım sektörlerini sayabiliriz. Çevre mühendisleri, çevre danışmanları, ekolojik mimarlar, çevre avukatları, çevre eğitmenleri ,çevre koruma alanında çalışanlar, ekoteknoloji alanında çalışanlar da bu kategoriye giriyor. Somut olarak rüzgar tribünlerini ve güneş panellerini projelendirenler, üretenler ve yerleştirenler; binaların yalıtımını yapanlar; ekolojik ürün üreticilerini yeşil yakalı kabul edilebilir. Bir bakıma önceden mavi ve beyaz yakalı olan çalışanlar, son dönemde ekonomide çevreyi ilgilendiren sektörlerin ön plana çıkması ve bir bütün halinde değerlendirilmesiyle birlikte yeşil yakalı olarak adlandırılmaya başlandı.

American Solar Energy Society’nin verilerine göre ABD’de 2006 yılında yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği sektörlerinde 8,5 milyon kişinin çalıştığı tahmin ediliyor ve 2030 yılında bu rakamın 40 milyona ulaşabileceği varsayılıyor. Alman hükümetinin yaptığı bir araştırmada 2006 yılında yenilenebilir enerji endüstrisinde 245 bin kişinin istihdam edildiğini belirtiyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nca yapılan projeksiyonda Avrupa Birliği 15 üye ülkesinde sadece yenilenebilir enerji sektöründe bugünkü politikalar sürdürülürse 2010 yılında dolaylı/dolaysız 950 bin tam zamanlı iş yaratılabilecek.

Türkiye’de yeşil yakalıların sayısı henüz bilinmiyor. Sektörel olarak elimizde sadece organik tarımda çalışan 14 000 üretici var. Ekolojik pazarlar, ekolojik ürün dağıtımı ve satışını da eklersek bu rakam daha da artacaktır. Yalıtım sektöründe 15 000 kişinin çalıştığı tahmin ediliyor. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine göre 1 mw’lık kurulu güç için yaklaşık 12 kişi istihdam edilebiliyor. Ülkemizde halihazırda 200 MW gücünde rüzgar santrali olduğu düşünülürse 2400 kişi bu alanda çalaşmaktadır. Çevre Mühendisleri Odası’na kayıtlı 6000 çevre mühendisi var ve bir o kadar da Oda’ya kayıtlı olmayan çevre mühendisi bulunuyor. Güneş enerjisinde 2001 rakamlarına göre 2000 kişi çalışmaktadır. Genele baktığımızda günümüzde Türkiye’de asgari 45 000 yeşil yakalının çalıştığını ama potansiyelin bu rakamın çok üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nün hesaplamalarına göre Türkiye’nin rüzgar potansiyeli 48 000 MW civarında. Yukarıdaki orana (1 MW= 12 çalışan) göre 576 000 kişi sadece rüzgar enerjisi endüstrisinde istihdam edilebilir. Ekonomide yeşil ve sürdürülebilir tekonolojilere yatırım arttıkça yeşil yakalıların sayısı da doğru orantılı olarak artacaktır.


Kaynaklar
http://en.wikipedia.org/wiki/Green-collar_worker
www.izoder.org.tr
www.turkishtime.org/files/arastirmalar/enerji/Ruzgar_Enerjisi_2005.doc
www.eie.gov.tr
www.isik-isi.com
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...