balık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
balık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ekim 2012 Pazartesi

Lüfer Bayramı


2. İstanbul Lüfer Bayramı 19 - 21 Ekim tarihleri arasında düzenleniyor. Bayramda bu yıl çocuklar için etkinlikler, gençler için projeler, kayıt tutmanın keyfini bilenler için bir atölye, avcılar için bir yarışma, sektörün tartışmalarını gündeme taşıyan bir panel ve “balıklı filmler” festivali var. Programın detayları için http://www.fikirsahibidamaklar.org/lufer-bayrami-2012/program.html

26 Haziran 2011 Pazar

İstanbul'da sürdürülebilir balıkçılık

İstanbul'da 500 yıldır aynı yöntemle balıkçılık yapıldığını biliyor muydunuz? Endüstriyel balıkçılığın dünya balık stokları için en büyük tehdit haline geldiği günümüzde atadan dededen kalma geleneksel avcılık yöntemlerinin hala uygulanıyor olduğunu görmek ve sürdürülebilir balıkçılığa örnek verildiğini bilmek sevindirici. Bölgesel Çevre Merkezi - REC Türkiye, Venedik Uluslararası Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Agroinnova–Turin Üniversitesi ortaklığında; İtalyan Çevre, Arazi ve Deniz Bakanlığı mali desteği ile gerçekleştirilen Karadeniz Bölgesi için Sürdürülebilir Kalkınma Seminer Dizisi çerçevesinde gerçekleştirilen eğitimde öğrendim dalyan balıkçılığın. Sol tarafta minyatür bir modelini görebileceğiniz dalyanlar antik çağdan bu yana kullanılıyor. TDK sözlüğüne göre dalyan: Deniz, göl ve ırmakların kıyılarına yakın yerlerde ağ ve kazıklarla oluşturulan büyük avlanma yeri. Dalyanda Nisan-Temmuz aylarında avlanılıyor. Meşe ağaçlarından yapılan direkler denize döşeniyor ve ağlar geriliyor. Dalyan direğinde bir nöbetçi oluyor, balık sürülerinin ağa girdiğini gördüğünde arkadaşlarına haber vererek dalyanın ağzı kapatılıyor ve balıklar ağlar çekilerek tekneye alınıyor. Dalyanlar,deniz dibinin eğimine göre 10 ile 35 metre derinliğe kuruluyor.Geleneğe göre elde edilen gelirin %60'ı işletmeciye kalırken %40 ise dalyanda çalışanlarca payl aşılıyor. İstanbul'da 1960lı yıllarda 50'ye yakın dalyan kurulurken bugün bu sayı üçe düşmüş. Yine o yıllarda orkinos, torik avlanırken günümüzde genelde kefal, gümüş, istavrit, çaça avlanıyor ve Kumkapı'daki balık haline gönderiliyor.
Rumelifeneri'ndeki dalyan 500 yıldır aynı yere kuruluyor. Yıllık 6-7 ton balık avlanılan dalyan balıkçılığına yönelik en büyük tehdit kirlilik. Diğer yandan kuzeyden güneye ve güneyden kuzeye göç sırasında İstanbul Boğazı'ndan geçen balıkların yakalandığı dalyanlar, av yasağında balıkların yumurtlama döneminde kurulduğu için balıkların üremesini de engelleyebiliyor. Yapılması gerekenlerin başında geleneksel yöntemlerde dahil olmak üzere sürdürülebilir balıkçılığın örneklerinin incelenmesi ve teşvik edilmesi geliyor. Organik tarımdaki uygulamaya benzer bir şekilde sürdürülebilir balıkçılık ürünlerinin sertifikalanması ve üreticiye de ek bir gelir sağlanarak aşırı balık tüketiminin ve israfın değil adil ve sürdürülebilir balıkçılığın önünün açılması düşünülebilir. Son dönemde Greenpeace ve Slow Food Fikir Sahibi Damak'ların kampanyaları sayesinde kamuoyu, balıkların geleceği ile daha yakından ilgilenmeye başladı. Hatta bu farkındalık sayesinde balık avlanma boylarının tartışıldığı Su İstişare Kurulu'nda sivil toplum kuruluşları ve tüketiciler de masaya oturabildiler. Evdeki yemek masasından, halden, tekneden, dalyandan, internetten hepimizin yapabileceği çok şey var. Yeter ki üşenmeyelim.





.

11 Kasım 2010 Perşembe

Sizin balık kaç santim?

Greenpeace Akdeniz, bugün duyurduğu yavru balık projesi ile denizlerimizin geleceğini tehlikeye atan yavru balık avı ve satışının durdurulması için çağrıda bulundu. Greenpeace gönüllüleri, Beşiktaş Balık Pazarı’nda, balıkçılara ve tüketicilere dağıttıkları balık boyları cetvelleri ile, herkesi bu kampanyaya katılmaya davet etti. www.kacsantim.org adresini ziyaret ederek de kampanyaya destek verilebiliyor.

Greenpeace Akdeniz, 2007’de de hazırladığı balık boyları cetveli ile tüketiciyi yasal boylar konusunda uyararak, avlanırken bunlara bile uyulmadığını anlatmıştı. Denizlerde balık stokları hızla tükenirken, bir kez bile yumurtlayamamış balıkların, yani yavru balıkların avlanması ve satılmasının acilen durdurulması için yaptığı çağrıyı yineliyor. Greenpeace'in, bu kez yayınladığı ve tüketiciye dağıttığı cetvelde ise, varolan bilimsel verilere dayanan en önemli ticari türlerin üreme boylarına yer veriliyor. Önerilen boylar, bilim insanlarının en önemli ticari türlerin üreme ve bilinen stok durumlarına bağlı olarak önerdiği minimum avlanma boylarından oluşuyor. Gelecekte de denizlerimizde balık olmasını istiyorsak, yasal avlanma boylarının bilimsel verilere dayanması şart.

Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu Banu Dökmecibaşı “Yetişkin bir balık, her yumurtlamada binlerce yavru verir, oysa ona en az bir kez bu şansı vermeden avlarsak soyu tehlikeye girer. İşte bu nedenle, balık stoklarının aşırı ve kontrolsüz avlanma sonucu hızla azalması, endüstriyel balıkçılığın henüz yavru olan balıkları hedeflemelerine neden olmaktadır. Bu da tüm stokların yakın zamanda tükenmesine neden olacaktır, yani yavru balık avlanmaya ve satılmaya devam ederse yakın zamanda denizlerimizde balık kalmayacak. Biz bu projeyi balıkçılığın denetimsiz ve plansız olarak büyümesini ve artan yasadışı avlanmayı durdurmak için hayata geçirdik. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın, yasal avlanma boylarını bilimsel verilere göre değiştirerek, yavru balık avını ve satışını denetlemesini ve bir an önce önemli türlerin yumurtlama ve gelişme alanlarının koruma altına alınmasını talep ediyoruz” dedi.

Balığını ölçtün mü?
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yayınladığı suürünleri sirkülerinde pekçok ticari türün avlanma boyları gerçek üreme boylarına kıyasla son derece küçük kalmakta. Örneğin, Bakanlığın sirkülerinde lüferin avlanma boyu 14 cm verilmişken aslında bu balığın üreme boyu en az 20 ila 25 cm dir. Bazı türlerin bilinen stok durumları o kadar risk altında ki, üreme boyuna erişen bireylerin yumurtlaması çok önemli. Aynı şekilde kalkan için yasal avlanma boyu 40 cm, ancak bilimsel olarak üreme boyu 42-44 cm. Ancak stokları kötü durumda olduğu için Greenpeace min 45 cm öneriyor. Greenpeace, tüketicileri, http://www.kacsantim.org/ sitesinde de yer alan önerilen balık boyları sayesinde doğru balık tüketimi konusunda bilinçlendiriyor.

Dökmecibaşı, “Denizlerimiz kirlilik, iklim değişikliği, yabancı türlerin artması, kıyısal yapılaşma, trol ve gırgır avcılığı gibi pekçok tehditle karşı karşıya. Tüm bu veriler, ilgili yaptırım ve yasaların acilen ciddi olarak uygulanmasının ve daha da genişletilerek önlemler alınmasının gerekliliğini kanıtlıyor. Aksi takdirde deniz kaynaklarının tükenmesi ile hem en değerli besin kaynaklarımızdan birini kaybedeceğiz, hem de yaşamı buna bağlı olan insanların, öncelikle balıkçıların geleceğini yokedeceğiz. Tarım Bakanlığı, acilen sürdürülebilir balıkçılık politikaları geliştirmeye ve uygulamaya başlamalı. Bunun için de tüketicileri yavru balık almamaya ve tüketmemeye çağırıyoruz” diye ekledi.

Fotoğraflar: Caner Özkan
Daha fazla bilgi için: http://www.kacsantim.org/

Banu Dökmecibaşı, Greenpeace Akdeniz Denizler Kampanyası Sorumlusu, 0 532 263 11 14 bdokmeci@greenpeace.org
Deniz Sözüdoğru, Greenpeace Akdeniz İletişim Sorumlusu, 0 532 324 32 04 dsozudog@greenpeace.org
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...