Dünyada sınırsız büyümeye olan kör inancın akıbeti çoktan belli. Ama sistemin her durumda kendini kurtaracağına bel bağlamış olan beşerî kibir, farkındalık ve bilinci sürekli erteliyor Türkiye’de kalkınma, tüketim üzerine kurulu sınırsız, fütursuz ve köhnemiş bir ekonomik model üzerine inşa ediliyor. Bu, Türkiye’nin doğal, kültürel ve kentsel mirası için felâket demek. Danışsız, düzensiz, denetsiz, insansız ve doğasız bir inşaat furyasıyla karşı karşıyayız. Terazinin bir kefesinde birbirini besleyen enerji, inşaat ve rant diğer kefesinde doğa, insan, kent ve medeniyet var. Son yıllarda gündeme gelen ve doğal varlıkların sermayeye dönüşütürülmesini hızlandıran projeler çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliği dikkate almıyor. Nükleer santraller, termik santraller, hidroelektrik santraller, 3. Havaalanı, 2. İstanbul şehri, Kanal İstanbul, Taksim Projesi, 3. Köprü, Karadeniz’i Anadolu’ya bağlayacak en uzun tünel OVİT bunlardan bir kaçı. Bu araştırma notunda doğal varlıkları, kültürel ve kentsel mirası tehlikeye atan kalkınma politikasının araçlarında gelinen noktayı ele alacağız.
Cengiz Aktar
Barış Gençer Baykan
Betam Araştırma Notu'nun tamamına ulaşmak için tıklayınız.