Betam (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve
Toplumsal Araştırmalar Merkezi) ve Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Kulübü, “Kampüste Mavi-Yeşil Bir Gün” etkinliğini 11 Mayıs Cuma 2012 günü
gerçekleştirdi. BAU Çevre Mühendisliği bölüm başkanı Prof. Göksel Demir, BETAM
araştırma görevlisi Burcu Ertunç ve Çevre Kulübü başkanı Eren Sulaoğlu,
yaptıkları açılış ve hoş geldin konuşmalarında günün programını anlatıp etkinliğe destek veren tüm kişi ve
kuruluşlara teşekkür ettiler. Ardından BAU Çevre Mühendisliği öğretim üyesi
Hatice Eser Ökten’in moderatölüğünde İstanbul Boğazı’nın niteliklerini anlamayı,
kaybolan biyolojik çeşitliliğine dikkat çekmeyi amaçlayan “Boğaz’ımızda
Kalmasın” başlıklı panel başladı.
Marmara ve
Boğazlar’ı tanımıyoruz
Marem (Marmara Environmental Monitoring)
proje lideri Levent Artüz, Marmara Denizi’nin özelliklerini anlatarak başladığı
konuşmasında; Marmara ekosisteminin nasıl bozulduğunu örneklerle açıkladı.
İstanbul'dan günde 2,5 milyon m3, tüm Marmara Bölgesi’nden ise
günde tahmini toplam 14 milyon m3 atığın “derin deniz deşarjı” adı
altında arıtılmaksızın Marmara Denizi’ine bırakıldığını söyleyen Artüz,
ekonomik öneme sahip 124 tür balığın yok olduğunu belirtti. Birçok
araştırıcının yaptığı çalışmalara göre Marmara Denizi kökenli çift kabuklularda
(midye-kum midyesi vb.) biyotoksin (biyolojik zehir) ve ağır metal birikimleri
olduğunu ifade eden Artüz, “midye yiyeceğinize pil yiyin” diyerek, durumun
ciddiyetine dikkat çekti. Panelin ikinci konuşmacısı Slow Food Fikir Sahibi
Damaklar’dan Defne Koryürek, Marmara Denizi ve Boğazlar ile hergün temas
halinde olduğumuzu ama bu coğrafyayı tanımadığımızı ve inanılmaz bir zulüm
uyguladığımızı belirterek sözlerine başladı. Yakın geçmişte Marmara'da
kürekleri birer peksimet gibi dişleriyle kemiren, kıran köpekbalıklarının,
tekneleri alabora eden orkinosların yaşadığını belirten Koryürek, çocukluğunu
geçirdiği Emirgan’da kovaların ve kaldırımlar lüfer ile dolu olduğunu
hatırladığını söyledi.
2011 yılında başlattıkları ve her Ekim ayının üçüncü
cumartesisi düzenleyecekleri Lüfer Bayramı’nın bu coğrafyayı hatırlamak, bu
coğrafyanın bize sunduğu bereketi idrak etmek ve onu korumayı yüreğimizden
hissetmek için olduğuna değindi. Sütle ile ilgili tartışamalara da atıf yapan
Koryürek, sadece balığa, süte değil coğrafyamızın tümüne bakabilmeliyiz diyerek
sözlerini tamamladı. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi araştırma
görevlisi Serkan Köybaşı ise konuşmasında Boğaz’a yapılacak 3. köprüyü ele
aldı. Orman Bölge Müdürlüğü’nün köprü yapımı için 2 milyon ağacın
kesileceğini hesapladığı dönemde 2 milyon İstanbullu kampanyasını
başlattıklarını belirten Köybaşı, 3. köprünün İstanbul’un nüfusunu
artıracağını, ormanlık ve sulak alanları tahrip edeceğini örneklerle
anlattı."1973'te ilk köprünün yapımı ile birlikte İstanbul’da plansız
kentleşme başladı. 1. köprüden sonra Avrupa Asya arasında kıta değiştiren insan
sayısı %4, araç sayısı %200; 1988’de yapılan 2. köprüden sonra kıta değiştiren
insan sayısı %170, araç sayısı ise %1180 arttı” diyen Köybaşı, 3.
köprünün trafiği azaltmayacağını ve kendi trafiğini yaratacağını ifade etti.
Köprüye alternatif olarak Marmaray ve Boğazray projelerine de değinen Köybaşı,
3. köprünün İstanbul nüfusuna en az 7 milyon kişiyi ekleyeceğinin
hesaplandığını ve bununla doğal eşiğin aşılacağını kaydetti.
Panelin hemen ardından
küçük çiftçi üretimini ve ekolojik tarımı desteklemek adına aracısız olarak
temin edilen doğal gıdalar sofrasıyla güvenli gıda nedir, ne yiyoruz ve nasıl
bir gıda sisteminin içindeyiz soruları, sohbet ortamında paylaşıldı. Çevre
koruma alanında faaliyet gösteren kuruluşlarla bir araya gelinen
Yeşil Buluşma etkinliğinde, sivil toplum örgütleri ve firmalar üniversitenin
çalışan kadrosu ve öğrencileriyle buluştu . Doğa Derneği Ilısu Barajı’nın
yapımına destek veren kuruluşlara dikkat çekerken, TEMA Vakfı ise
sürdürülebilir orman kullanımı ve doğa korumasına yönelik bilgilendirme yaptı.
Geleneksel köylü çeşidi tohumların ve biyoçeşitliliğin korunması konusunda
faaliyet gösteren Emanetçiler Derneği faaliyetlerini ve uygulama alanlarındaki
deneyimlerini katılımcılarla paylaşırken Buğday Derneği de yeni gönülllüleri ve
üyeleriyle buluşma fırsatı buldu. Atık
pil çalışması yürüten TAP Derneği ve elektronik atık şirketi EXITCOM ise
elektronik ve pil atığının toplanması konusunda bilgilendirme yaptı. BAU Çevre
Kulübü, 2012
yılı Dünya Günü etkinlikleri çerçevesinde bilinçli ve aktif üniversite
öğrencilerinin çevre bilincini arttırmak üzere kampüslerindeki çalışmalarını
paylaştıkları bir girişim olan"MobilizeU" bünyesinde yapılan ve
çoğunluğu ABD'den olmak üzere 51 ülkeden 298 üniversitenin katıldığı yarışma
sonucunda 2. oldukları bilgisini katılımcılarla paylaştı. Yeşil iş ve yaşam
dergisi EKO IQ da, Türkiye’de çevre yayıncılığının geçmişi ve bugünü hakkında
buluşmaya gelenler ile tartışma imkanı buldu.
Yeşil Buluşma
etkinliğine katılan Yeşilist Rehber ise gün boyunca buluşma alanına gelen
herkesten doğayı korumak ve daha sağlıklı bir çevrede yaşamak için o günden
itibaren günlük yaşamlarında bir şeyi değiştirmeleri için söz aldı. Bunu da
standa gelenlerin, içlerine istedikleri alanda tutmayı vaad ettiği sözü
yazabilecekleri pankartlar altında fotoğraflarını çekerek gerçekleştirdi.
SEDONA’nın İSTANBUL Bisikleti’nin illustratörü ve aynı zamanda bisiklet
aktivisti Aydan Çelik de bisiklet meraklılarıyla söyleşti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder