Uzun yıllar boyunca çevre korumanın, gelişmiş çevre politikalarına sahip olmanın ekonomiye ve yatırımların çevresel kriterlerle de değerlendirilmesinin istihdama olumsuz etkileri olacağı düşüncesi sıkça işlendi. Ekonomik ve siyasi çevrelerde yaygınlaşan bu kanı, çevrenin iktisat politikalarına girmesini zorlaştırdı. Çevre siyasetini marjinal bir konumda tuttu. Ekonomik ve ekolojik krizi birlikte yaşadığımız bu dönemde yeni gelişmeler bu düşünceyi geçersiz kıldığı gibi istihdam sorununa da çeşitli yanıtlar geliştirmeye başladı. Bunlardan biri de geleceğin düşük karbon ekonomisi çalışanlarının ana gövdesini oluşturacağı tahmin edilen yeşil yakalılar.
UNEP/ILO/UTEC tarafından hazırlanan “Green Jobs: Towards Sustainable Work in a Low-Carbon World” raporunda “yeşil işler ” imalat, tarım, hizmet ve Ar-Ge sektörlerinde insanlığın karşı karşıya olduğu çevresel tehditleri gidermeyi amaçlayan işleri tanımlamak için kullanılıyor. Bu sektörlerde çalışanlar da “yeşil yakalılar” olarka tanımlanıyor. Yeşil yakalıların yoğun olduğu sektörler arasında öncelikle yenilenebilir enerji ( rüzgar, güneş, jeotermal, biyogaz), enerji verimliliği, organik tarım, yalıtım sektörlerini sayabiliriz. Çevre mühendisleri, çevre danışmanları, ekolojik mimarlar, çevre avukatları, çevre eğitmenleri, çevre koruma ve ekoteknoloji alanında çalışanlar bu kategoriye giriyor. Somut olarak rüzgar tribünlerini ve güneş panellerini projelendirenler, üretenler ve yerleştirenler; binaların yalıtımını yapanlar; ekolojik ürün üreticileri yeşil yakalı kabul ediliyor.
Türkiye’de yeşil yakalılar
Türkiye’de yeşil yakalıların toplam sayısı henüz bilinmiyor. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine göre Avrupa Birliği’nde yeni kurulacak her bir MW’lık güç için 15 kişi istihdam edilebiliyor.Ülkemizde halihazırda işletmede olan 433 MW gücünde rüzgar santrali olduğu düşünülürse rüzgar endüstrisinde yaklaşık 6 bin beşyüz kişilik istihdam yaratıldığı söylenebilir. Tabi bu rakamın tamamının sürekli iş olduğunu varsayamayız. Yeşil yakalıların yenilenebilir enerji sektörünün ötesinde tarımda da kendine çalışma sahası bulduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir. Örneğin organik tarımda çalışan 14 bin üretici var; ekolojik pazarlarda, ekolojik ürün dağıtımı ve satışında alışanları eklersek bu rakam daha da artacaktır. Yalıtım sektöründe 15 bin kişinin çalıştığı tahmin ediliyor. Çevre Mühendisleri Odası’na kayıtlı 6000 çevre mühendisi var ve yetkililere göre bir o kadar da Oda’ya kayıtlı olmayan çevre mühendisi var. Güneş enerjisi sektöründe 2001 rakamlarına göre 2 bin kişi istihdam edilmiş.Kamu kurum ve kuruluşlarında 2007 yılı itibariyle çalışan 8 bin beşyüze yakın yeşil yakalı da kişi de dahil edildiğinde günümüzde Türkiye’de yaklaşık 50 bin yeşil yakalının çalıştığını söyleyebiliriz.
Bununla beraber Türkiye’nin potansiyelinin bu rakamın çok üzerinde olduğu tartışma götürmez. Rüzgar enerjisi üzerinden devam edersek Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (EİE) hesaplamalarına göre Türkiye’nin rüzgar potansiyeli 48 000 MW civarında. Enerji Bakanlığı’na göre kurulu güç 2020 yılına kadar 20 bin MW`a çıkarılacak. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği’nin verdiği yukarıdaki orana göre rüzgar enerjisi sektöründe 2020’ye kadar 20 bin MW’a ulaşılırsa 300 bin kişilik istihdam sağlanmış olacak. Bu sektörde özellikle rüzgar tribünlerinin yurtiçinde imal edilmesiyle daha fazla iş alanı yaratılacak. Ayrıca EİE’nin verilerine göre Türkiye`de şu anda güneş enerjisi kapasitesinden ancak binde 1 oranında yararlanılabiliyor.Bu alanda da önemli bir istihdam yaratılması ayrıca mümkün. Aynı şekilde yenilenebilir enerji endüstrisinin diğer alanlarında – jeotermal, hidroelektrik, biokütle - çalışan ve ileride çalışabilecek yeşil yakalıların bir envanteri de çıkarılabilir.
Kamuda çalışan yeşil yakalılar
TÜİK’in 2002 yılı Çevresel İstihdam ve Harcamalar Envanteri’nde kamu kurum ve kuruluşlarının çevresel faaliyet konuları şöyle sıralanıyor: Dış ortam havasını ve iklimi koruma, İçme ve kullanma suyu, Atıksu yönetimi, Atık yönetimi, Toprağın yeraltı ve yüzey sularının korunması ve iyileştirilmesi, Gürültü ve vibrasyonun azaltılması, Biyolojik çeşitliliğin ve peyzajın korunması, Radyasyona karşı koruma (dış güvenlik hariç), Enerji, Araştırma ve geliştirme ve diğer çevre koruma faaliyetleri.
Kamu kurum ve kuruluşlarında 2007 yılında çevresel faaliyetlerde 8485 personel istihdam edilmiş. Bunların %78'i sadece çevresel faaliyetlerle ilgili işlerde çalışırken, %22'si diğer faaliyetlerin yanısıra çevresel faaliyetleri de yürütmüş. Kamudaki yeşil yakalıların %75’i erkek iken %25’i kadın; %62’si yüksekokul ve üzeri, %22’si lise ve dengi okul mezunu. 2007’de kamuda çevre istihdam rakamı neredeyse 1997 rakamına eşit. 1997’den beri sürekli artan personel, 2005 yılında 14 bin beşyüz kişiye ulaşmış ama son yıllarda önemli oranda azalmış. Bu azalış 2005 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün İl Özel İdareleri’ne devrinden ve 2007 yılında Tarım Bakanlığı İl Müdürlüklerinde çalışanların sayılmamasından kaynaklanıyor. Hükümet tarafından açıklanan son istihdam paketi çerçevesinde 120 bin kişinin, ağaçlandırma, erozyon kontrolü çevre düzenlemesi gibi işlerde istihdamını hedefleniyor. Bu kamuda geçici de olsa çevresel istihdamı atttıracaktır.
Arastirmanin tamamina şu adresten ulaşabilirsiniz.
http://betam.bahcesehir.edu.tr/tr/2009/06/dunyada-ve-turkiyede-yesil-yakalilar/